Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ömer’dir. Babasının ismi Abdürrahîm’dir. Basralı olup, doğum târihi bilinmemektedir. 1037 (m. 1627)’de Mekke-i mükerremede vefât etti ve Mu’allâ kabristanında defnedildi.
Küçük yaşında Mekke-i mükerremeye gitti. Şemseddîn Muhammed er-Remlî, Şihâbüddîn Ahmed bin Kâsım el-Abbâdî gibi zâtların hizmetlerinde bulunup, onlardan birçok ilimleri öğrendi. Şihâbüddîn Heysemî, Molla Abdullah es-Sindî, Ali Usâmî, Kâdı Ali bin Cârullah, Abdürrahîm el-Hasâî, Seyyid Celîl, Molla Nasrullah ve başka âlimlerden de aklî ve naklî ilimleri öğrenip, yüksek ilmî derecelere ulaştı.
Seyyid Ömer el-Basrî yüksek ilmî derecelere ulaştıktan sonra, ilim öğretmekle meşgûl oldu. Ondan pekçok kimseler ilim tahsil edip istifâde ettiler. Şeyh Abdullah bin Sa’îd Bakşir, Şeyh Ali bin Cemâl, Zeynel’âbidîn, Abdülkâdir et-Taberî Muhammed bin Abdülmün’im et-Tâifi gibi kimseler, ondan ilim tahsil edip yükselenlerdendir. Oğlu Muhammed ve Seyyid Celil Abdürrahmân, Hanefî müftîlerinden Seyyid Sâdık gibi zâtlar da ondan ilim tahsil edenlerdendir.
İrfan sahibi ve tasavvuf ehli olan birçok zâtların sohbetinde bulunup, onlardan tasavvuf ilmini ve inceliklerini öğrendi. Tasavvufdaki derecelere ulaşıp birçok kerâmetler gösterdi.
Onun talebelerinden güvenilir birisi şöyle nakleder: “Seyyid Ömer bin Abdürrahîm el-Basrî’yi, Şeyh Ahmed el-Hikemî vefâtından bir hafta sonra rü’yâsında gördü ve; “Ey efendim siz vefât ettiniz” dedi. O da; “Evet dedi ve Kur’ân-ı kerîmden bir miktar okumasını istedi. Ahmed el-Hikemî; “Kur’ân’dan evvel kendilerine kitab verdiklerimiz (nice kimseler vardır ki) Kur’ân’a îmân ediyorlar” meâlindeki Kasas sûresi 52. âyet-i kerîmesini okudu. Sonra; “İşte bunlara (hem kendi kitablarına hem de Kur’ân’a îmân husûsunda gösterdikleri sebat ve eziyetlere) sabırlarından dolayı mükâfatları iki kat verilecektir” meâlindeki Kasas sûresi 54. âyet-i kerîmesine gelince; “Dur! Ben onlardanım” dedi ve devam ederek; “Allahü teâlâ ba’zı evliyâ kullarının kalblerine vasıtasız olarak tecellî eder, ba’zılarına da bir vâsıta ile tecellî eder. Senin onlardan olmanı diliyorum.” dedikten sonra Ahmed el-Hikemî uyandı.
İbn-i Ma’sûm onun hakkında şöyle der: “Allahü teâlânın dînini yayma ve onun emirlerine uyma ve sevgili Peygamberimizin güzel ahlâkını anlatma husûsunda son derece gayretli ve güzel ahlâklı, birçok ilimlerde yüksek derece sahibi, ilmiyle âmil bir zât idi. Konuştuğu zaman beliğ ve açık bir şekilde konuşur idi. Zühd ve takvâ elbisesini giymiş, dünyâya meyletmez, haram ve şüphelilerden sakınırdı.
“Tuhfe” adlı eseri ile İmâm-ı Süyûtî’nin “Elfiye şerhi”ne ta’likâti vardır. Ayrıca faydalı fetvâları da vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Hulâsat-ül-eser cild-3, sh. 210