Osmanlı devri âlim ve şâirlerinden. İsmi, Muhammed bin Mustafa olup, yine Osmanlı âlimlerinden Niksârî Mustafa Efendi’nin oğlu ve Sahn-ı semân müderrislerinden Muhammed Çelebi’nin birâderidir. Niksârî-zâde Muhammed Efendi diye tanınmıştır. Birâderi müderris Muhammed Efendi de, Niksârî-zâde Muhammed Efendi diye tanınmıştır. 945 (m. 1538) senesinde babası Bağdat kadısı iken doğdu. 1025 (m. 1616) senesi Ramazân-ı şerîf ayının onbeşinci günü, tâ’ûn hastalığından İstanbul’da vefât etti. Edirnekapı dışında, babalarının yanında medfûndur.
İlim tahsiline ağabeyi Muhammed Efendi’den okuyarak başlayan Niksârî-zâde, ayrıca, Hisâlî, Kayın Çelebi, Çeşmeci-zâde ve Şah Efendi gibi âlimlerden de ilim öğrendi. İlim tahsili esnasında başka şeylerle meşgûl olmayıp, bütün gayreti ile çalışarak arzu ettiği ilimleri tamamen öğrendi.
İlim tahsilini tamamladıktan sonra pâdişâh fermanı ile; Varna, Silistre ve Tırnova kazalarında kadılık yaptı. 990 (m. 1582) senesinde Şumnu’ya kadı ta’yin edildi.
1005 (m. 1596) senesinde Üsküdar’da bulunan Muhammed Paşa Medresesi’ne müderris oldu. Aynı sene içinde Edirnekapı medreselerine naklolundu. Üç sene sonra Sahn-ı semân medreselerinden birine, bir sene sonra da Selanik kadılığına ta’yin oldu. Daha sonra Bursa Yenişehir kadılığına ta’yin olundu ise de kabûl etmedi.
1011 (m. 1602) senesi Muharrem ayında tekrar Sahn-ı semân medreselerinden birinde müderris olarak görevlendirildi. Aynı sene Ramazan ayında, Edirne’de bulunan Sultan Selîm Medresesi’ne ta’yin olundu. Daha değişik vazîfelerde de bulunduktan sonra, 1025 (m. 1616) senesinde vefât etti.
Molla Muhammed çok nüktedân, hoş sohbet bir zât idi. Gayet mütevâzi idi. Büyükle büyük, küçükle küçük olurdu. Kendini kimseden üstün görmezdi. Fakirler ve ihtiyâç sahipleri ile de ilgilenir, herkesin gönlünü ve sevgisini kazanırdı. Sözleri gayet kibar, gönül alıcı idi. Niksârî mahlasıyla yazdığı şiirleri vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 584