Hicaz’da yetişen âlimlerin büyüklerinden. İsmi, Abdürrahmân bin Îsâ bin Mürşid Ömerî olup, künyesi Ebü’l-Vecâhe’dir. Mürşidi diye bilinir. 975 (m. 1567) senesinde Mekke-i mükerremede doğdu. 1037 (m. 1627) senesinde doğduğu yerde vefât etti.
Abdürrahmân Mürşidi, Mekke-i mükerremede yetişti. Kur’ân-ı kerîmi, Elfiye kitabını, İmâm-ı Nevevî’nin topladığı kırk hadîs-i şerîfi, Kenz-üd-dekâkik’in büyük bir kısmını ve Cezeriyye’yi ezberledi. Ali bin Cârullah bin Zâhire, Molla Abdullah Kürdî, Seyyid Gazânfer, Şeyh Abdüsselâm, Muhammed bin Ali Rekrûk Cezâiri’den ilim öğrendi. Şemsüddîn Remli, Molla Hamîd Sindî, Ahmed Şırbînî ve Şemsüddîn Nehrâvî’den hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kırâat ilmini, Molla Aliyy-ül-kârî Hirevî’den öğrendi.
Abdürrahmân Mürşidi, 999 (m. 1590) senesinde Mehmed Paşa Medresesi’nde müderrisliğe başladı. Burada Sahîh-i Buhârî’yi okuttu. Bu eserin, ilmin kaybolup cehâletin yayılması bahsine kadar olan kısmına şerh yaptı. 1005 (m. 1596) senesinde Mescid-i Harâm’da ders ve Hanefî mezhebine göre fetvâlar verdi. Vakıf mevzûunda verdiği bir fetvâya ba’zı kadılar karşı çıkınca, bu fetvâyı Mısır’a gönderdi. Mısır’daki âlimler verdiği fetvânın doğru, karşı çıkanların sözlerinin yanlış olduğuna dâir cevap verdiler. 1020 (m. 1611) senesinde Mescid-i Harâm’ın imamlık ve hatipliğini ve sultâna âit fetvâ işlerini üzerine aldı. Daha sonra Mescid-i Harâm’ın civarında, Sultan Süleymân’ın yaptırdığı medreseye müderris oldu. Bu medresede ilk önce Abdürrahmân Mürşidi ders verdi. Medresedeki görevinden ayrıldıktan bir süre sonra, Mekke-i mükerreme şerîfi, bu medresenin müderrisliğini yine Abdürrahmân Mürşidî’ye verdi. Dersine Kâdı Beydâvî’nin tefsîrinden başladı. O gün dersinde, Mekke-i mükerremenin bütün âlimleri ve ileri gelenleri hazır bulundu.
Hindistan sultânının oğlu Haremşah bin Selîm, Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvere fakirlerine dağıtılması için sadaka göndermişti. Bu sadakalar Abdürrahmân Mürşidî’nin nezâreti altında dağıtıldı. Hicaz’da akranları arasında, en önde gelen ve i’tibâr gören bir âlimdi. Büyük-küçük herkes mes’elesini ona arzederdi. Ondan ilim almak, onunla görüşmek için uzak yerlerden gelirlerdi.
Abdürrahmân Mürşidî’nin yazmış olduğu eserlerden ba’zıları şunlardır: 1- Zehr-ür-ravd-ül-müktelaf ve nehr-ül-havd-il-mürteşef, 2- Et-Tarsîf fî fenn-it-tasrif: Manzûmdur. Sarf ilmine dâirdir. “Feth-ül-latif’ ismindeki şerhi ile beraber basılmıştır. 3- Şerh-ül-Mürşidi alâ ukûd-ül-cemâl: Me’ânî bedî’ ve beyân ilmine dâir olup, tabedilmiştir. 4- Ta’mim-ül-fâide bi tetmîmi sûret-il-Mâide, 5- El-Vâfi fî şerh-il-kâfî, 6- Menâhil-üs-semer fî menâzil-il-kamer, 7- Berâet-ül-istihlâl vemâ yetealleku biş-şehri vel-hilâl, 8- Et-Tezkire: Yazma olan bu eser Rabat Kütüphânesi’ndedir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 164
2) Hulâsat-ül-eser cild-2, sh. 369
3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 548
4) Keşf-üz-günûn cild-1, sh. 238 cild-2, sh. 1233, 1516
5) El-A’lâm cild-3, sh. 321
6) Brockelmann Sup-2, sh. 513