Osmanlı âlimlerinin meşhûrlarından. İsmi, Abdürraûf bin Muhammed bin Ömer bin Hamza olup, büyük âlim Molla Arâb Bursavi’nin oğlu ve yine meşhûr âlimlerden Sahn-ı semân müderrisi Arab-zâde’nin birâderidir. 932 (m. 1525) senesinde doğdu. 1009 (m. 1600) senesi Rebî’ul-âhır ayında İstanbul’da vefât etti. Fâtih-Çarşamba’da Kovacı-Dede Mescidi’nin yanında medfûndur.
Daha yedi yaşında iken babası vefât eden Molla Abdürraûf, ilim tahsili çağına geldiğinde, ağabeyi olan Arab-zâde’den ders almaya başladı. Daha sonra, Bursa’da Ahmed Paşa Medresesi müderrisi Kâdı-zâde, Niksârî, Kaynî, Küçük Şems, Küçük Bostan ve İmâm-zâde efendilerden ilim öğrendi. 951 (m. 1544) senesinden sonra, Çivi-zâde Efendi’nin talebesi oldu.
955 (m. 1548) senesinde ilim tahsilini tamamlayan Molla Abdürraûf, ilk olarak Bursa’da Hamza Bey Medresesi’ne müderris oldu. Bir taraftan da ilim ve fazilette ilerlemek için Küçük Tâcüddîn Efendi’nin kurduğu yüksek ilim meclislerine devam etti.
Molla Abdürraûf, 960 (m. 1553) senesinde Kanunî Sultan Süleymân Hân’ın Nahcivan seferine katıldı. Dönüşte Edirne’de bulunan Çuhacı Medresesi’ne müderris oldu.
967 (m. 1559) senesinde Anadolu kadıaskeri Abdülkerîm-zâde Efendi huzûrunda çeşitli ilimlerden imtihan edilen Molla Abdürraûf, bu imtihanda da muvaffak oldu. Bunun neticesinde derecesi yükseltilerek, Bursa’daki Hançeriyye Medresesi’ne ta’yin olundu. 977 (m. 1569) senesinde Edirne’de Üç Şerefeli medreselerine, dört sene sonra İstanbul’a gelerek Sahn-ı semâm medreselerine ve aynı sene içinde de Sultan Selîm Medresesi’ne müderris oldu.
983 (m. 1575) senesinde Selanik kadısı olan Molla Abdürraûf, daha başka yerlerde de kadılık yaptıktan sonra, 992 (m. 1584) senesi Receb ayında, vezîr-i a’zam ve serdâr-ı ekrem Osman Paşa’nın İran üzerine yaptığı seferde, orduda kadı olarak bulundu. 995 (m. 1587) senesi Receb ayında tekrar Selanik kadılığına ta’yin olunan Molla Abdürraûf, bir sene sonra Yenişehir kadısı Osman Efendi ile yer değiştirdi. 997 (m. 1589)’de Mekke-i mükerreme kadısı oldu. 1003 (m. 1594) Zilhicce ayında Bursa’ya hâkim, üç sene sonra Mısır’a vâli ve bir sene sonra da Eyyûb kadısı oldu.
1009 (m. 1600) senesi Rebî’ul-âhır ayında vefât eden Molla Abdürraûf’un cenâzesi Fâtih Câmii’ne getirildi. Cenâze namazını Şeyhülislâm Sun’ullah Efendi kıldırdı. Daha sonra Çarşamba semtinde bulunan Kovacı-Dede Mescidi’nin yanında defnolundu.
Molla Abdürraûf Efendi, ilminin ve faziletinin çokluğu ile meşhûr, birçok güzel hasleti kendinde toplamış, pek kıymetli, çok yüksek bir zât idi. Âlimlerin gözdesi olup, naklî ilimlerle birlikte, aklî ilimleri de bilirdi. Gayet mütevâzi olup, kendi hâlinde yaşardı. Her şeyi tam doğruluk üzere idi. Kul hakkını gözetir, bu husûsa çok riâyet ederdi. “Uyûn-ül-mezâhib” isimli esere şerhi, ayrıca birçok risaleleri vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 442