Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Îsâ bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed Ca’ferî’dir. Lakabı Cârullah olup, künyesi Ebü’l-Mehdî’dir. Ca’fer bin Ebû Tâlib’in soyundandır. 1020 (m. 1611) senesinde Magrib’de Zevâve denilen yerde doğdu. 1080 (m. 1669) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.
Îsâ Magribî, ilim tahsiline doğduğu yerde başladı, ilim öğrenmek için birçok yolculuk yaptı. Ebü’s-Salâh Ali bin Abdülvâhid Ensârî Sicilmâsî’nin yanında, on seneden fazla, ilimle meşgûl oldu. Onun yanında çeşitli ilimlerde mütehassıs oldu. Ebü’s-Salâh Ali’den Sahîh-i Buhârî’nin dörtte birini okudu. Ayrıca İbn-i Irâkî’nin “Elfiye”sini mütâlâa etti. Fıkıh ilminde, “Muhtasar-ı Halîl” ismindeki eserin tamâmını okudu. “Tuhfet-ül-hükkâm fî nuket-il-ukûd vel-ahkâm” isimli eserin bir kısmını okudu. Bunların yanında çok sayıda eseri okudu ve mütâlâa etti. Hocası Ebü’l-Hasen, ona icâzet (diploma) verdi. Hocası, Îsâ Magribî’yi kendi yerine ders vermesi için vekîl bıraktı ve kızı ile evlendirdi. Îsâ Magribî, hocası Ebü’l-Hasen’in vefâtına kadar yanından ayrılmadı. Hocasından sonra, hanımı da vefât edince, Cezayir’den ayrılarak Hicaz’a gitti. Burada büyük âlimlerden ilim öğrendi.
Îsâ Magribî, nerede bir âlime rastlasa, ya ondan birşeyler istifâde eder, veya o âlim kendisinden istifâde ederdi. Bu şekilde yaptığı yolculuklar neticesinde, 1062 (m. 1652) senesinde Mekke-i mükerremeye gitti. Üç sene Dâvûdiyye Medresesi’nde mücavir olarak kaldı. Sonra Mısır’a gitti. Mısır’da; Nûreddîn Ali Echûrî, Kâdı Şihâbüddîn Ahmed Hafâcî, Şemsüddîn Muhammed Şevberî, Burhânüddîn Me’mûnî, Sultan Mizahî, Nûreddîn Şebrâmelîsî gibi büyük âlimlerden ilim öğrendi. Daha sonra tekrar Mekke-i mükerremeye giden Îsâ Magribî, burada da Kâdı Tâcüddîn Mâlikî, İmâm Zeynel’âbidîn Taberî, Abdülazîz Zemzemi, Ali İbni Cemâl ve daha başka birçok âlimden ilim öğrendi. Bu âlimlerin hepsi, Îsâ Magribî’ye icâzet verdiler. Îsâ Magribî, Mescid-i Haram’da muhtelif ilimlere dâir dersler verdi. Her sene Resûlullah efendimizi (s.a.v.) ziyâret ederdi. Bu arada büyük âlim Ahmed Kaşâşî’ye gidip gelir, ondan istifâde ederdi.
Îsâ Magribî’den birçok âlim ilim öğrendi. Bunlardan ba’zıları şunlardır: İbrâhim bin Hasen Kûrânî, Hasen bin Ali Acimî, Ahmed bin Muhammed Nahlî, Muhammed Şellî, Ba’levî, Ahmed bin Ebû Bekr Seyhan, Muhammed bin Ömer Seyhan, Abdullah Tâhir Abbasî.
Hulâsat-ül-eser’de onun hakkında şöyle denilmektedir “Îsâ Magribî, Medîne-i münevverede bulundu. Sonra Mekke-i mükerremeye gitti. O zaman, Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevverenin en büyük âlimi Îsâ Magribî idi. Îsâ Magribî ilmi ile amel ederdi. Verâ’ sahibi, zâhid ve zamanın bütün ilimlerinde söz sahibi idi. Îsâ Magribî; fıkıh, mantık, kelâm ve usûl-i fıkıh ve daha başka ilimlere dâir metinler ezberledi. Ezberlediklerini memleketin âlimlerine okuyup arz etti.”
Ebû Sâlim, onun hakkında şöyle demektedir: “Îsâ Magribî ile ilk yolculuğumda karşılaştım. Onunla ilmî müzâkerelerde bulundum. Fakat ondan ders almadım. Seneler sonra tekrar Mısır’da görüştük. Bu seferki görüşmemiz öncekinden farklı idi. Bu defa ondan çok istifâde ettim. Ahmed İbni Hanbel’in “Müsned”inin bir kısmım ondan dinledim. Kendi el yazısı ile bana icâzet (diploma) verdi.”
Safve adlı eserde, onun hakkında şöyle yazılmaktadır: “Îsâ Magribî, kendi memleketinde yetişti. Orada bulunan âlimlerden ilim öğrendikten sonra, ilim tahsili için seyahatler yaptı. Ebü’l-Hasen Ali bin Abdülvâhid’den ilim öğrenmek için Cezayir’e gitti. Hocasının vefâtından sonra Hicaz’a gitti. Medîne-i münevverede birkaç sene kaldı. Burada dersler verdi. Zekâsı, anlayışı ve ders anlatması çok iyi olduğu için, Hicaz’da kabûl gördü. Burada onun vâsıtası ile, hadîs-i şerîf ilmine tekrar rağbet arttı. Sonra Mısır’a gitti. Burada birçok âlimden ilim aldı.”
Magribî’nin yazmış olduğu eserlerden ba’zıları şunlardır: 1-Tuhfet-ül-ekyâs fî hüsn-iz-zanni binnâsi, 2- Mekâlid-ül-esânid, 3-Meşârik-ül-envâr fî beyânı fadl-il-vera’ min-es-sünneti, 4- Kelâm-ül-ahyâr, 5-Kenz-ür-rivâye fî esmâi şüyûhihi vet-ta’rîf bihi, 6- Risâletün fî müdâafati sevâbi hâzih-il-ümmeti.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-8, sh. 33
2) Hulâsat-ül-eser cild-3, sh. 240
3) Ta’rîf-ül-halef cild-1, sh. 82
4) El-A’lâm cild-5, sh. 108