HALEBÎ (Ali bin İbrâhim)

Şafiî mezhebi fıkıh âlimi ve meşhûr “Siyer-i Halebî” kitabının sahibi. İsmi, Ali bin İbrâhim bin Ali bin Ömer el-Halebî el-Kâhiri, el-Mısrî’dir. Lakabı Nûreddîn olup, babasının lakabı ise Burhâneddîn idi. “Halebî” nisbeti ile meşhûr oldu. 975 (m. 1567) senesinde Mısır’da dünyâya geldi ve orada ilim tahsiline başladı, önce Şemsüddîn-i Remlî’den ders aldı ve senelerce yanında kaldı. Sonra, büyük âlim Muhammed Bekrî’den ders aldı. Bunlardan başka; Nûreddîn Zeyyâdî, Şihâbüddîn İbni Kâsım, İbrâhim Alkamî, Sâlih-i Bülkînî, Ebû Nasr Tabalâvî, Abdullah Şensûri, Sa’düddîn-i Merhûmî, Sâlim-i Şemşîrî, Abdülkerîm-i Bûlâkî, Muhammed Hafâd, Ebû Bekr Şinvânî, Mansûr Havânekî ve Muhammed Meymûnî, İmâm Ali bin Ganim el-Makdisî, Muhammed Nahrîrî, Sâlim Senhûrî, Muhammed bin Tercüman, Muhammed Zefzâf gibi birçok Şafiî, Hanefî ve Mâlikî mezhebi âlimlerinden ilim tahsil etti. Şafiî fıkhında çok yükseldi. Hicrî onbirinci asrın büyük âlimleri arasında yer aldı. Bilhassa fıkıh, hadîs, tefsîr ve tasavvuf ilimlerinde zamanının bir tanesi idi. Kâhire’de Salâhiyye Medresesi’nde müderrislik yaptı ve çok talebe yetiştirdi. Tedris halkası, âlimlerin ve fâzılların meclisi olmuşdu. Salâh ve takvâsı, ilmi ve irfanı ile mütenâsib idi. Sayılamayacak kadar kimseler, kendisinden ilim öğrendi. Nûreddîn Şebrâmelisî, Şemseddîn Muhammed Vesîmî, Şemseddîn Muhammed Nahrîrî gibi daha birçok âlim, ona talebelik yapıp ilim aldılar. Çok kitap yazdı. Halebî, 1044 (m. 1634) senesi Şa’bân ayının otuzuncu günü Kâhire’de vefât etti.

Muhibbî diyor ki: “Halebî, Şafiî âlimi olup, “Sîret-ün-Nebeviyye” adındaki eserin sahibidir. Zamanının allâmesi, meşâyıhın meşhûrlarının en yükseği olan büyük bir âlimdir. O sanki ilim dağlarından bir dağ, sahili olmayan bir ilim denizi idi. Çok yumuşak bir huya sahipti. Bütün yükseklikleri kendinde taplamıştı. Bütün ömrünü, faydalı ilimleri öğrenmekte ve yaymakta harcadı. Zamanında, kimsenin yazmadığı şekilde çok güzel eserler te’lîf etti. İlim tahkîkinde gayet mahirdi. Anlayışı keskin, fikri kavi idi. Fetvâlarında araştırıcı idi. İlim ile amel sahibi bir zât idi. İnsanların âlimi ve avamı ilim tahsili için yakın ve uzak memleketlerden onun yanına gelirlerdi. Sîreti ve sûreti güzel idi. Heybet ve vekâr sahibi bir zât olmasına rağmen, kendisine çok hürmet edilirdi. Derslerinde latifeler yapardı. Bütün âlimler onu, tam bir fazilete, heybet ve ihtişama sahip bir zât olmakla medh ederlerdi. Sultan Mezâhî de onun derslerine devam ederdi. Halebî de ona yakınlık gösterir, ayağa kalkıp elini öperdi. Derste üzerine oturduğu minderini onun altına sererdi. Halebî, bütün kitaplarını Mezâhî’ye vakfetti.”

Eserleri: 1- İnsân-ül-uyûn fî sîret-il-Emîn-il-Me’mûn: “Siyer-i Halebî” denilmekle meşhûr olan bu eser; Şemseddîn Muhammed Sami’nin “Siyer-i Şâmî” adındaki kitabı esas alınarak ve ba’zı ilâveler yapılarak hazırlanmış olup, 1043 (m. 1633) senesinde tamamlanmıştır. Muhtelif târihlerde Kâhire’de basılmıştır. 1251 (m. 1835) senesinde Bulak Matbaası’nda Türkçe tercümesi de tâb edilmiştir. Çok meşhûr olan bu siyer kitabı, üç cild hâlinde yazılmıştır. Zamanının bütün âlimleri, bu eseri çok beğenmişlerdir. En kıymetli siyer kitaplarındandır. 2- Metali’-ül-büdûr fil-cem’i beyn-el-katri veş-şüzûr, 3- Gâyet-ül-ihsân fî vasf-ı men lakıyehû min ebnâ-iz-zemân, 4-Hüsn-ül-vüsûl ilâ letâifi hükm-il-fusûl, 5- Mehâsin-üs-seniyye min-er-Risâlet-il-Kuşeyrîyye, 6- Câmi’ul-Ezher lemmâ teferraka min milh-iş-Şeyh-il-Ekber, 7-Nefhat-ül-aleviyye min-el-ecvibet-il-Halebiyye, 8- Nasîhat-ül-aleviyye fî beyân-i hüsn-i tarîkat-il-Ahmediyye, 9-El-Muhtâr min hüsn-is-senâi fil-afvi ammen cenâ, 10- Sabbâbet-üs-Sabbâbe, 11- İnfâz-ül-mehc bi muhtasar-il-ferec, 12- İ’lâm-ün-nâsik bi-ahkâm-il-menâsik, 13- Tahrir-ül-mekâl, 14- Tuhfet-üs-seniyye fî şerh-il-Ecrûmiyye, 15- Hasenât-ül-vecinât-in-nevâdir min-el-vücûhi ven-nezâir, 16-Hüsn-üt-tebyîn lemmâ veka’a fî mi’râc-iş-şeyhi Necmeddîn, 17- Hayr-ül-kelâm alâ şerh-il-besmele vel-hamdele: Şeyhülislâm Kâdı Zekeriyyâ’nın eserinin şerhidir. 18-Zehr-ül-müzehheb: Süyûtî’nin lügat ilmine dâir, “Muhtasar-ı Müzehheb” kitabının şerhidir. 19- Taarruz-ül-menkûş fî evsâf-il-habbûş, 20-Ikd-ül-mercân fîmâ yete’allaku bil-cân, 21- Fecr-ül-münîr bi mevlid-il-Beşîr-in-Nezîr, 22- Ferâid-ül-ukûd-il-aleviyye li-hall-i elfâz-ı şerh-il-Ezheriyye, 23-Kavl-ül-metâ’ fir-reddi alâ kavl-il-ibtidâ’, 24- El-Letâif an Avârif-il-me’ârif, 25- El-Vefâ li şerhi Şemâil-il-Mustafâ (s.a.v.).

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 3

2) Hulasât-ül-eser cild-3, sh. 122, 124

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 755

4) Keşf-üz-zünûn sh. 180, 1365

5) El-A’lâm cild-4, sh. 251

6) Kâmûs-ül-a’lâm cild-3, sh. 1975