Osmanlılar zamanında yetişen, tefsîr ve hadîs âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi Ahmed Efendi olup, babası dizdar (kale muhafızı) olduğu için Dizdar-zâde diye tanınmıştır. Larende’de (Karaman) doğup yetişti. Doğum târihi bilinmemektedir. 1032 (m. 1623) senesi Cemâzil-âhır ayında Edirne’de vefât etti. Cami ve tekkesinin bulunduğu zaviyede medfûndur.
İlk tahsilini tamamladıktan sonra, Çivi-zâde Muhammed Efendi’nin mülâzimi (yardımcısı, ders vekîli), daha sonra da müderris oldu. 1004 (m. 1596) senesinde müderrislikten ayrılıp, Diyarbakır’da mal müfettişliğine ta’yin edildi. Bir müddet vazîfe yaptıktan sonra me’mûriyeti terkederek tasavvufa yöneldi ve Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin talebeleri arasına girdi. O büyük zâtın sohbeti bereketiyle, ma’nevî kemâlâta, yüksek olgunluklara kavuştuktan sonra, hocasından hilâfet aldı.
Azîz Mahmûd Hüdâyî’den aldığı feyz ve bereketle başkalarına da fâideli olmak, bu yolda ilerlemek isteyenlere rehberlik etmek üzere İzmir’e gitti. Oniki sene orada kalıp vazîfe yaptıktan sonra. Edirne’ye gelerek yerleşti. Orada bir câmi ve medrese yaptırdı. Edirne’de onbeş sene müddetle vazîfe yaptı. Câmide va’z eder, medresede talebe okuturdu. Ayrıca Edirne Eski Câmii’nde de tefsîr ve hadîs dersleri verirdi.
Gayet tatlı dilli, güler yüzlü, vekar ve heybet sahibi, ağır başlı bir zât idi. Bütün işlerinde dînimizin emirlerine tam uygun hareket ederdi. İlmiyle âmil idi. Çok ibâdet ederdi. Kalbi temiz ve saf idi. Gönül ehli bir zât idi. Dünyâ düşüncelerinden uzak durur, her an ibâdet ve ilim ile meşgûl olurdu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâi) sh. 675
2) Sicilli Osmanî cild-1, sh. 211
3) Kitâbü silsile-i İsmâil Hakkı sh. 78