ALİ ECHÜRÎ

Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Ali bin Muhammed bin Abdurrahmân Echürî’dir. Künyesi Ebü’l-İrşâd olup, lakabı Nûreddîn’dir. 967 (m. 1560) senesinde Mısır’da doğdu. 1066 (m. 1656) senesi Cemâzil-evvel ayının başlarında, Mısır’da vefât etti. İhvet-i Yûsuf denilen yerdeki türbesine defnedildi.

Kâhire’de Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerinin reîsi idi. Fıkıh, hadîs, Arabî ilimler, usûl, mantık ve belagatta üstün bir dereceye yükseldi. Şöhreti her yere yayıldı, ilmiyle âmil bir âlimdi. Herkese faydası dokunurdu. Feyzleri her yere yayıldı. Ders okuttu. Fetvâlar verdi. Çok talebe yetiştirdi. Uzak yerlerden, dersini dinlemeye gelirlerdi.

Ali Echürî’nin ders okuttuğu âlimlerden ba’zıları şunlardır: Şihâbüddîn Acemî, Şemsüddîn Muhammed Remlî, Bedrüddîn Hasen, Kerhî, Sirâcüddîn Ömer İbni Cây, Hâfız Nûreddîn Ali bin Ebî Bekr Karâfi, Şemsüddîn Muhammed bin Selâme Benûferî, Kâdı Bedreddîn bin Yahyâ Karâfi.

Fıkıh, hadîs, tefsîr ve diğer ilimlerde; Şemsüddîn Bâbilî, Nûreddîn Şebrâmelisî, Şihâbüddîn Acemî ve sayılamayacak kadar çok talebe yetiştirdi.

Ali Echürî, tütün içmenin mübah olduğuna dâir fetvâlar verdi. Bu husûsta kitap yazdı. Dört mezheb âlimlerinin, tütünün helâl olduğunu bildiren fetvâlarını nakletti. 1355 (m. 1936) senesinde İskenderiyye’de basılan (Celâl-ül-hak fî keşf-i ahvâl-i sirâr-il-hak) kitabında ve Zerkânî’nin İzziyye şerhinde şöyle denmektedir: “Ali Echürî’ye soruldu: Tütün için “Şerâbdan ve yeşil ottan sakınınız!” hadîsi vardır. Çünkü, Huzeyfe (r.a.) buyurdu ki: Resûlullah (s.a.v.) ile gidiyorduk. Bir ot görüp başını salladı. Sebebini sordum. “Âhır zamanda, bu otun yapraklarını içecekler. Onunla serhoş olup, namaz kılacaklar. Onlar kötü kimselerdir. Benden uzakdırlar. Allahü teâlâ onları sevmez” buyurdu. Hazret-i Ali’nin bildirdiğine göre; “Onu içenler, Cehennemde sonsuz kalacaklardır. Şeytanın arkadaşıdırlar. Tütün içenle müsâfeha etmeyiniz. Boynuna sarılmayınız. Ona selâm vermeyiniz. Çünkü o, benim ümmetimden değildir” buyurdu. Bir habere göre de; “Onlar, Eshâb-ı şimâldendir. Tütün, şakilerin içkisidir, İblîsin bevlinden yaratılmıştır. Allahü teâlâ, sevdiğim kullarımı aldatamazsın buyurunca, şeytan bevl yapmıştı. Ondan tütün otu hâsıl oldu” deniliyor. Bunlara ne dersiniz? Ali Echürî hazretleri, cevâbında buyurdu ki:.”Bunların hiçbiri hadîs değildir. Hadîs âlimleri, bunların yalan ve iftira olduklarını bildirdiler. Hem de bu sözlerin belagat ve edebiyata uygun olmaması da, Resûlullahın mübârek ağzından çıkmadıklarını göstermektedir. Rebi’ bin Haysem buyurdu ki: “Güneşde ışık olduğu gibi, hadîs-i şerîflerde de nûr vardır. İftira olarak uydurulan sözlerde ise, zulmet vardır. Hadîs uyduran, Cehenneme gidecektir.” Buhârî ve Müslim’de yazılı hadîs-i şerîfde; “Söylemediğim birşeyi hadîs diyerek yalan söyliyen, Cehennemde ateşten kazık üzerine oturtulacaktır” buyuruldu.

İmâm-ül-Harameyn Abdülmelik (r.a.), hadîs uyduran kâfir olur dedi. İse de, küfr değil büyük günahtır. Tütün içmek aklını giderir veya zarar verirse, yâhud nafakası vâcib olanın nafakasını terke veya namazın vaktini kaçırmağa sebeb olursa, bu kimseye haram olur. Başkalarının içmesi haram olmaz. Zarar ve alışkanlık yapmayacak kadar az içilen tütüne haram ve mekrûh demekten sakınmalı, kesesine ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri fâsık, günahkâr bilmemelidir.”

Ali Echürî bildirdi ki: “Kim uyuyacağı zaman, A’râf sûresinin ikiyüz ve ikiyüzbirinci âyet-i kerîmelerini okursa, o gece ihtilâm olmaktan korunmuş olur.”

Kim Receb ayının son Cum’a günü, otuzbeş defa; “Ahmed Resûlullah, Muhammed Resûlullah” okursa, o sene parasına zarar gelmez ve bereketini görür. Kim ihtiyâcının karşılanmasını niyet edip, sonra da on defa; “Allahümme ente lehâ ve li külli hacetin Kâdîhâ bi fadli Bismillâhirrahmânirrahîm mâ yeftehullahü lin-nâsi min rahmetin felâ mümsike lehâ” duâsını okursa, Allahü teâlânın izniyle arzusuna kavuşur.”

Ali Echürî, vefâtına yakın buyurdu ki: “Evliyânın sözü yerini bulur.”

Yazmış olduğu eserlerinden ba’zıları şunlardır: 1-Şerhu dürer-üs-seniyye fî nazm-ıs-sîret-in-Nebeviyye (2 cild), 2-En-Nûr-ül-Vehhâc fil-kelâm alel isrâ vel-mi’râc, 3-El-Ecvibet-ül-muharrire li es’ilet-il-Berara (fıkha dâir), 4-El-Mügâresetü ve ahkâmühâ, 5-Şerhu risâletü Ebî Zeyd, 6-Mevâhib-ül-celîl, 7-Gâyet-ül-beyân fî ibâhat-id-duhân, 8-Şerhu manzûmet-il-akâid, 9-Ez-Zehrât-ül-verdiyye (Fetvâlar mecmû’ası), 10-Fedâilü Ramazân, 11-Şerhu Muhtasar İbn-i Ebî Cemre, 12 Mukaddimetü fî yevmi Aşûra.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 207

2) Hülâsat-ül-eser cild-3, sh. 157

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 758

4) El-A’lâm cild-5, sh. 13

5) Brockelmann Sup-2, sh. 437

6) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. 575, 579, 1013