Evliyânın büyükleinden. İsmi, Ahmed bin Süleymân Kadirî Dımeşkî’dir. 920 (m. 1514) senesinde Dımeşk’da (Şam’da) doğdu. 1005 (m. 1596) senesi Ramazân-ı şerîf ayında, Dımeşk’da vefât etti. Emevî Câmii’nde, büyük bir kalabalık tarafından cenâze namazı kılındı. Emîr Seyfeddîn Medresesi’nin bahçesine defnedildi.
Ahmed Kadirî, Şam’da yetişen evliyânın büyüklerinden idi. Ahlâkı ve huyu çok güzeldi. Açık kerâmetleri görüldü. Herkesten hürmet ve saygı gördü. Tasavvufta üstün derecede idi. Çok hoş sözler söylerdi, ömrünü nefsi ile mücâdelede geçirdi. Çok ibâdet ederdi. Bedrüddîn Gazzî’nin hadîs derslerinde kemâle geldi. Baba ve dedeleri, âlim, ârif ve evliyâdan idi. Babasının vefâtından sonra, yerine geçip, ilim ve edeb öğretmekle meşgûl oldu. Önceleri Dımeşk’ın Şelâha mahallesinde ikâmet etti. Sonra Emîr Seyfeddîn Kılıç Medresesi’ne yerleşti. Medreseyi ta’mir ettirdi. Bahçesine bir sebil yaptırdı. Sebilin kitabesinde; “Bu sebil Ahmed’indir. Hiçbirşey Allahü teâlâya gizli değildir. Afiyetle bu sudan iç, şifâ olsun” yazılıdır.
Ahmed Kadirî, medresede fakir talebelerin kalmaları için birçok odalar yaptırdı. Medresede ders okuttu. Talebelere, ilim ve edeb öğretti. Ayrıca Cum’a günleri, Emevî Câmii’nde ders halkası kurdu, insanların arasını bulmaya, iyi geçinmelerine sebeb olmaya çok önem verirdi. Şöhreti her yere yayıldı. Devlet adamları ziyâretine gelip duâsını alırlardı. Herkese iyi muâmele ederdi. Önceki âlimlerin sözlerini ve hâllerini anlatırdı. Kendisine gelenlere ikram eder, fakirlere yemek yedirirdi. Keşf ve kerâmetleri çok görüldü.
Abdülkerîm Taberânî anlattı: “Hüsrev Paşa, Şam beldesi sorumlusu idi. Ahmed Kadirî birgün onu ziyârete gitti ve; “Bugün başınıza bir şey gelmesinden korkarım. Yerinizden kat’iyyen ayrılmayınız” buyurdu. Hüsrev Paşa buna ehemmiyet vermeyip, o gün dışarı çıktı. Atına binip bir tarafa yöneldi. Çok hızlı giden atı, bir anda tökezledi. Üzerindeki Hüsrev Paşa, bir kaya üzerine düşüp, bir tarafı kırıldı. Baygın bir durumda evine getirdiler. Uzun zaman tedâvi gördü ve iyileşti. Bir daha âlimlerin sözlerinden ve ikazlarından çıkmamağa dikkat etti.”
Ahmed Kadirî, kaybolan birşeyin bulunması için, şu duâyı okurdu: “Allahümme yâ mu’tî min gayri talebin ve yâ Râzıkan min gayri sebebin redde aleyye mâ zehebe.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-1, sh. 331
2) Hulâsat-ül-eser cild-1, sh. 207