Evliyânın büyüklerinden. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 969 (m. 1561) senesinde vefât etti. Tasavvuf yolunu, Şerîf Ali bin Meymûn ve onun talebesi, aynı zamanda halîfesi olan Şeyh Muhammed bin Arâk’dan öğrendi. Şafiî mezhebinde idi. Minhâc isimli eseri ezberledi. Uzun süre Kudüs’deki Dâvûd aleyhisselâmın makamında hizmette bulundu.
Şihâbüddîn Ahmed, ilk önceleri nahiv ilmini bilmiyordu. Birgün Mescid-i Aksâ’da tek başına bir bölümde otururken, Resûl-i ekremin (s.a.v.) mübârek rûhâniyetleri ona göründü. Resûl-i ekrem (s.a.v.); “Ey Ahmed! Nahiv ilmini öğren” buyurdu. O da; “Yâ Resûlallah, nahiv ilmini bana öğret” dedi. Resûlullah efendimiz (s.a.v.), ona nahiv ilminin temel kaidelerinden ba’zı şeyler öğretti. Sonra Resûl-i ekrem (s.a.v.) oradan ayrıldı. O da Resûlullahın (s.a.v.) peşinden kapıya kadar gitti ve “Essalâtü vesselâmu aleyke yâ Resûlullah” dedi. Hâlbuki, Resûlullah kelimesinin başına nidâ harfi olan “Yâ” gelince, lam harfi ötre ile değil, üstün ile okunur. O, ötre ile okuyunca, Resûl-i ekrem (s.a.v.) ona dönüp; “Ben sana hatâ yapmayacağın bilgileri öğretmedim mi? “Yâ Resûlallah” de” buyurdu. Şihâbüddîn Ahmed, o günden sonra nahiv ilmi ile meşgûl olmaya başladı.
Talebe yetiştirmeye başlayan Şihâbüddîn’in dergâhı, ilim taliblileri ile dolup taştı. Onun dergâhı, Beyt-i Makdîs civarında bulunan Dücânî köyünde idi. Birgün Dâvûd aleyhisselâmın rûhâniyeti ona göründü. O zaman Dâvûd aleyhisselâmın makâm-ı şerîfi Kudüs’ün arka taraflarında, hıristiyanların elinde bulunan bir yerde idi. Dâvûd aleyhisselâm ona; “Ey Ahmed! Beni kurtar!” buyurdu. Şihâbüddîn Ahmed derhâl oraya gitti ve Dâvûd aleyhisselâmın makâm-ı şerîfinin bulunduğu yere yerleşti. Oranın hizmetlerini gördü. Oranın hizmetlerini daha sonra hep onun soyundan gelenler yaptı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-1, sh. 330