ŞAH ALİ BİN KÂSIM

Osmanlı evliyâ ve ulemâsından. 880 (m. 1475) senesinde, Bolayır yakınlarında Amâyir köyünde doğdu. Babası Kâsım Bey, Baba Muhammed Nakkaş’ın talebelerinden tımar sahibi bir sipâhi idi. Şah Ali bin Kâsım, 960 (m. 1553) senesinde İstanbul’da vefât etti.

Şah Ali Efendi, küçük yaşta babasından ve aile çevresinden temel din bilgilerini öğrenip, fen bilgilerinde ma’lûmat sahibi oldu. Zekâsının keskinliği ve hafızasının güçlülüğü ile dikkatleri çekti. İlmin merkezi olan İstanbul’a gönderildi. İstanbul’da zamanın en büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Müeyyed-zâde Abdürrahmân Efendi, Şücâeddîn Rûmî, Molla Bedreddîn gibi âlimler, onun hocaları arasındaydı. Şeyh Vefâ-i Konevî, Emîr Ahmed Buhârî, Çelebi Halîfe ve Sünbül Sinân Efendi’nin talebelerinden feyz aldı. Nakşibendiyye yolunda yükseldi. İşlerini ve ahlâkını Resûl-i ekremin (s.a.v.) bildirdiklerine göre düzeltti. Allahü teâlânın kullarına hizmet etmek ve O’nun dîninin hadimi olmak için dünyevî rütbe ve makamları terk etti. Ailesinin nafakasını te’min için on beş akçelik bir vazîfeyi kabûl etti. Ba’zan kendi mahallesindeki câmide va’z eder, insanlara Allahü teâlânın yolunu anlatırdı. Ba’zan da Ayasofya Câmii’nde tâliblerine ilim öğretirdi. Vaktini hep ilim ve ibâdetle geçirirdi. Altmışbeş yaşlarında iken rahatsızlandı. Talebeye ders veremez oldu. 946 (m. 1539) yılında hacca gitti. Hac vazîfesini îfâ etmek ve Resûl-i ekremin (s.a.v.) kabr-i şerîfini ziyâret etmekle şereflendi.

Şah Ali Efendi, pekçok talebe yetiştirdi. Ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmek, Allahü teâlâya ibâdet etmek ile geçirdi. Resûlullahın (s.a.v.) sünnet-i seniyyesine tam uyar, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyette çok dikkatli davranırdı. Kırk sene, sabah namazını Ayasofya Câmii’nde cemâatle ve birinci safta kıldı. Hiçbir vakitte de iftitâh tekbîrini (namaza girerken ilk söylenilen tekbîri) kaçırmadı. Kerâmet ve üstünlükleri, mübârek sözleri, ilim ehli arasında meşhûr oldu. Vefâtından sonra, bir hâfız-ı kütüb (müderris ve kadılık yapmış veya yapabilecek kudrette bir kütüphâneci) nezâretinde talebelerin istifâdesini arzu eyleyip, kitaplarını vakfeyledi.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 71

2) Dekâik-ül-ahbâr, Süleymâniye Kütüphânesi, Yazma Bağışlar kısmı, No: 1978 vr. 106b