Osmanlılar zamanında Bursa’da yetişen İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. Tasavvufta Zeynüddîn-i Hâfî hazretlerinin kurduğu Zeyniyye yolunun büyüklerindendir. İsmi, Muhamımd Çelebi bin Şeyh Safiyyüddîn Bursavî olup, Safiyyüddîn-zâde Muhammed Efendi diye de tanınır. Onuncu asrın başlarında dünyâya geldi. Doğum târihi kat’î olarak tesbit edilemedi. 970 (m. 1562) senesinde vefât etti. Zeyniyye büyüklerinden olan, kıymetli baba ve dedelerinin ve yüksek hocalarının da medfûn bulunduğu kabristana defnedildi.
Muhammed Çelebi, ailesi tarafından en güzel edeb ve terbiye ile yetiştirilip ilim tahsil etmek çağına geldiğinde, asrın meşhûr âlimlerinden ilim öğrendi. Muhyiddîn-i Fenârî’nin Dâr-ül-idâ’dîsine devam etti. İstanbul’da Sahn-ı semân medreselerinde müderrislikten emekli olan Kara Bâlî hazretlerinin dershânesine de devam ederek, o büyük zâttan ilim tahsil etti. 922 (m. 1516) senesinde Kara Bâlî Efendi Bursa’ya kadı olarak ta’yin edilince, Muhammed Çelebi de memleketi olan Bursa’ya döndü. Zâhirî ilimlerde tahsilini tamamladıktan sonra, tasavvuf yolunda ilerlemek için Muallimzâde Şeyh Muslihuddîn Efendi’nin dergâhına devam etti. Daha sonra da Seyyid Ali Efendi’nin hizmetlerine kavuştu. Tasavvuf yolunda ilerlemek istidâdı pekçok olduğundan, kısa zamanda yetişip kemâle geldi. Böylece hem zâhirî hem de bâtınî ilimlerde derin âlim ve kâmil bir velî oldu. Hocası Seyyid Ali Efendi’nin vefâtından sonra onun halîfesi oldu. Talebeleri terbiye edip, ma’nevî olarak yetiştirmek vazîfesini üzerine aldı. 970 (m. 1562) senesinde vefât edinceye kadar bu vazîfeye devam etti.
Muhammed Çelebi’nin muhterem birâderi Abdüllatîf Çelebi de, zamanında bulunan çeşitli âlimlerden ilim öğrenerek tahsilini tamamladıktan sonra, 952 (m. 1545) senesinde İznik’de Süleymân Paşa Medresesi’ne ta’yin oldu. Bir sene sonra da vefât etti. Yerine Abdülkerîm-zâde Efendi ta’yin edildi.
Muhammed Çelebi’nin diğer birâderi, Abdülazîz Efendi 914 (m. 1508) senesinde doğup çok güzel yetiştirildi. Molla Hüsrev Medresesi müderrisi olan Bursalı Şeyhî Çelebi’nin ve Hâce Hayreddîn Efendi’nin hizmetinde bulunarak yetişti. Zâhirî ilimlerde kemâle ulaştıktan sonra tasavvuf yoluna yönelen Abdülazîz Efendi, bâtın yolunda da kemâle geldi. Biraderlerinin vazîfe yaptıkları zaviyede, zamanında bulunan evliyânın zineti, süsü olarak vazîfe yapmakta iken, 990 (m. 1582) senesinde vefât eyledi.
Bir müddet Şam kadılığı yapmış olan Dâvûd-zâde Muhammed Efendi, biraz önce zikrolunan Adüllatîf Çelebi’nin torunu olduğu için bu ailede bulunan zâtların herbirinin üstün hâllerini ve yüksek kerâmetlerini çok güzel naklederdi.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakayık-ı Nu’mâniyye Zeyli (Atâî) sh. 75
2) Güldeste-i riyâz-ı irfan sh. 103