Kanunî Sultan Süleymân zamanının âlimlerinden. Aslen Konyalıdır. Onbeşinci Şeyhülislâm Hâmid Efendi’nin kardeşidir. Hâmid Efendi’yi onaltıncı şeyhülislâm olarak kabûl edenler de vardır. Bu kimseler, Molla Yegân’ı ikinci şeyhülislâm kabûl ederler. Ba’zıları ise, Molla Yegân’ı şeyhülislâm olarak kabûl etmezler. Molla Fahreddîn Acemî’yi ikinci şeyhülislâm kabûl ederler. Beyşehir’de doğdu. Doğum târihi kaynaklarda bildirilmemektedir. 975 (m. 1568) senesi Ramazan ayında, İstanbul’da vefât etti.
Babası Beyşehir kadısı iken Muhammed Efendi burada doğdu. Muhammed bin Muhyiddîn, halk arasında Turûd Efendi diye meşhûr olduysa da, doğrusu Dürûz Efendi’dir. Kendi yazısıyle böyle olduğu bildirilmektedir, önce memleketinin âlimlerinden ilim tahsil etti. Daha sonra İstanbul’a geldi. Uzun müddet İslâm âlimlerinin en büyüklerinden olan Kemâl Paşa-zâde’nin yanında tahsiline devam etti. Burada dînî ve zamânının fennî ilimlerini öğrendi. Mülâzemet payesini kazanarak, ba’zı medreselerde vazîfe yaptı. 950 (m. 1543) senesinde Bursa’da Hanceriyye Medresesi yapılınca, Buraya müderris oldu. 955 (m. 1548) senesinde Emîr Hasen Niksâri yerine Manastır Medresesi’ne ta’yin edildi. 956 (m. 1549) senesinde Sultan Süleymân Hân’ın Rodos adasında yaptırdığı medresede müderris olarak vazîfelendirildi. 957 (m. 1550) senesinde buradan ayrıldı. Yerine Muallim-zâde ta’yin edildi. 958 (m. 1551) senesinde Fudayl Efendi yerine Sahn-ı semân medreselerine geldi. 960 (m. 1553) senesi sonunda, Hasen Efendi yerine Şehzâde Medresesi’ne ta’yin edildi. 967 (m. 1559) senesi Cemâzil-evvel ayında, Hoca Kaynı Mehmed Efendi yerine Mekke-i mükerreme kadısı oldu.
Muhammed Efendi’yi çekemeyen ba’zı kimseler, bir takım asılsız sözlerle onu sultâna şikâyet ettiler. Muhammed Efendi henüz Mekke’ye varmadan, yolda vazîfesinden alındı. Yerine Arab-zâde Abdülbâkî Efendi ta’yin edildi. Vazifeden azledilmesine rağmen yolundan dönmeyen Muhammed Efendi, Mekke-i mükerremeye vardı. Orada hac ibâdetini yerine getirdi. Medîne-i münevverede Peygamber efendimizin (s.a.v.) kabr-i şerîfini ziyâret ederek İstanbul’a döndü ve emekli oldu. Bundan sonra kendini tamamen ilim ve ibâdete verdi. Bu hâl üzere iken, bu fânî dünyâdan âhıret âlemine göç etti.
Muhammed Efendi, ileri görüşlü, dürüst ve zekî bir kimse idi. Hoşsohbet bir zât olup, sâlih idi. Çok ibâdet ederdi. Vazifelerinde dâima cenâb-ı Hakkın rızâsını gözetirdi. Herkes tarafından sevilip sayılırdı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 112, 113