Mİ’MÂR-ZÂDE (Muhyiddîn Muhammed Efendi)

Osmanlılar zamanında yetişen büyük İslâm âlimlerinden. İsmi Muhammed, lakabı Muhyiddîn ve nisbeti Rûmî’dir. Mi’mâr-zâde diye meşhûr olmuştur. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 934 (m. 1527) senesinde Haleb’de kadı iken vefât etti.

Zamanının usulünce, çeşitli âlimlerden ders alarak ilimde ilerlemeye çalışırken, Mevlânâ Hacı Hasen-zâde Efendi’nin hizmetinde ve derslerinde bulundu. O büyük zâtın yanında yüksek mertebeler, üstün dereceler elde etti. Birçok fazilet ve kemâlâta kavuştu. Çok gayret ederek ve meşakkatlere katlanarak çok ilerledi. Müderrislik yapacak, ya’nî Osmanlı medreselerinde talebelere ders okutacak seviyeye geldi.

Evvelâ Üsküp Medresesi’ne müderris oldu. Sonra İstanbul’da, Mahmûd Paşa, Bursa’da Manastır, Edirne’de Üçşerefeli ve yine İstanbul’da Sahn-ı semân medreselerinde müderris olarak vazîfe yaptı. Yüksek yaradılışlı, parlak zekâlı, anlayış ve firâsette ateş gibi, serî üstün kabiliyete sahip olan değerli talebelere ders verdi. Onları pek güzel yetiştirdi. Medreselerdeki vazîfesini hakkıyla îfâ edip, herkesin takdîr ve tebrikini kazandıktan sonra kadılık mesleğine yönelip, Haleb’de kadı oldu. Bir zaman sonra Sahn-ı semân medreselerinden birinde müderris olarak vazîfelendirildi. Daha sonra, tekrar Haleb’e kadı ta’yin edildi. Orada adâlet ile hüküm verdi.

Mi’mâr-zâde Muhyiddîn Efendi, keskin görüşlü, iyiyi kötüden, fâideliyi zararlıdan kolayca ayırabilen, gayet vakûr, heybetli bir zât idi. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın güzel ahlâkı ile ahlâklanmış idi. Üstün ve güzel vasıfları kendinde toplamış idi. Verdiği sözü kat’iyyen unutmaz, mutlaka yerine getirirdi. Kendisine hakkı geçmiş olan dostlarına her halükârda yardımda bulunur, güzel karşılık verirdi. Hatırları hoş eden, herkese iyilik ve yumuşaklık ile muâmele eden bir hâli vardı. Dostlarına devamlı güzel kokular ikram ederdi.

İlm-i hey’etde (astronomi ilminde) ihtisas sahibi olan Mi’mâr-zâde, bu ilme âit mes’elelere muttali’ idi. Bu ilmi çok iyi bilirdi.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 461

2) Sicilli Osmânî cild-4, sh. 342