Yemen’de yetişen Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi, Hüseyn bin Sıddîk bin Hüseyn bin Abdürrahmân bin Muhammed bin Ali bin Ebî Bekr bin Ali el-Ehdel el-Yemenî olup, künyesi Ebû Muhammed ve lakabı Bedrüddîn’dir. Daha çok İbn-i Ehdel diye tanınır. 850 (m. 1446) senesi Rebî’ul-âhır ayında, Yemen’de Ebyât-ı Hüseyn denilen yerde doğdu. 903 (m. 1497) senesi Zilka’de ayının sonunda, Yemen’de bulunan Aden beldesinde, Aden iskelesi yakınında vefât etti.
Doğduğu yer olan Ebyât-ı Hüseyn’de ve oraya bağlı nahiyelerde yetişen İbn-i Ehdel, buralarda ilim tahsil etmekle beraber, bu maksadla: Yemen’de bulunan Zebîd beldesine, Azerbaycan’da bulunan Merâga beldesine, Mekke-i mükerreme, Medine-i münevvere ve başka yerlere de gidip, oralardaki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunarak kemâle geldi. Fakihîn (iki fıkıh âlimi) olarak meşhûr olan, Ebû Bekr bin Kays ve Ebü’l-Kasem bin Ömer’den okudu. Bunlardan başka; Ali el-Ahmer, İbrâhim bin Ebi’l-Kasem, Ömer el-Fetâ, Sercî gibi âlimlerin sohbetlerinde bulunup, onlardan ilim ve feyz aldı. Daha sonra hacca gidip, hacdan sonra bir müddet mücavir olarak orada kaldı. Burhânî ve Mahyevî gibi âlim zâtların meclislerinde bulundu. Resûlullah efendimizin (s.a.v.) kabr-i şerîflerini ziyâret edip, orada Ebü’l-Ferec el-Merâgî’nin derslerini dinledi. Sonra memleketine dönüp, Yahyâ el-Âmirî el-Lafzî gibi zâtlardan okudu. Daha nice âlimlerden ilim öğrenen İbn-i Ehdel, zamanında bulunan fıkıh âlimlerinin önde gelenlerinden oldu. Ayrıca, hadîs, nahîv ve başka ilimlerde ve tasavvuf yolunda da yükselerek kemâle geldi. Kendisinden ise, birçok zât ilim öğrenip istifâde etmişlerdir.
Zamanında bulunan âlim ve evliyânın büyüklerinden ve önde gelenlerinden olan İbn-i Ehdel hazretleri, faziletler sahibi, yüksek bir zât idi. Hâfızası çok kuvvetli olup, okuduğu, öğrendiği şeyleri kolay kolay unutmazdı, insanlara fâidesi pekçok idi. Kur’ân-ı kerîm okuması pek güzel idi. İnsanlarla çok güzel geçinir, herkese karşı tatlı dil ve güleryüz gösterirdi. Dostlara karşı olan muhabbeti pekçok idi. İffet sahibi, güzel ahlâklı, kanaatkar bir zât idi. İnsanlar, onda bulunan böyle güzel sıfatları görüp imrenirler, ona gıbta ile bakarlardı.
Mısır’daki Şafiî âlimlerinden Şemseddîn Sehâvî, “Ed-Dav-ül-lâmi’” isimli eserinde, bu zâtın kendisinden ders okuduğunu ve ona icâzet verdiğini anlatmakta ve hâl tercümesi hakkında ma’lûmat vermektedir.
İbn-i Ehdel’in, “İrtiyâh-ül-ervâh fî zikrillah-il-kerîm-il-fettâh” isimli bir eseri vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-3, sh. 144
2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-4, sh. 13
3) Şezerât-üz-zeheb cild-8, sh. 20
4) Brockelmann Sup-2, sh. 251