Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Muhammed bin Ali bin Alvân Hamevî olup, lakabı Şemsüddîn’dir. İbn-i Alvân da denir. Hama şehrinde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 954 (m. 1547) senesi Ramazân-ı şerîf ayı başında Hama’da vefât etti.
Din ve fen ilimlerini babasından öğrendi. Tasavvuf ilminin inceliklerini de babasından öğrenip, vefâtından sonra yerine geçti ve çok talebe yetiştirdi. İbn-i Alvân’da, küçüklüğünde anlayış ve hafıza zayıflığı vardı. Bir gece seher vaktinde, babasını bir hâl kapladı. Daha sonra bu hâli geçip, evden çıktı ve dışarıda büyükçe bir bakır kaptan abdest aldı. Bunu gören İbn-i Alvân, gidip babasının abdest aldığı kabdan arta kalan suyu içti. Bereketi hemen görülüp, o günden sonra anlayışı ve hafızası çok kuvvetlendi. Rahatsızlığı kalmadı. İbn-i Alvân, babasının vefâtından sonra Hama’da insanlara va’z ve nasihat etti. Din ve fen ilimlerini okutup, ders verdi. Ders esnasında kendisine sorulan sorulara kolaylıkla cevap verirdi. Çok güzel va’z eder, açık ve tatlı konuşurdu. Gazzî’nin babası Hama’ya gelince, İbn-i Alvân, o büyük âlimi karşılamak için talebelerini gönderdi. Onu dergâhında misâfir etti. Sonra Gazzî’nin babası, “Matali’ul-bedriyye” adlı eserinde İbn-i Alvân’ı çok medhetti. Herkes onu; çok ibâdet eden, hayır ve hasenat sahibi, âlim, kâmil, ecdadı gibi çok Kur’ân-ı kerîm okuyan, hayırlı eserler bırakan, güzel ahlâk sahibi bir zât olarak bilirdi.
İbn-ül-Hanbelî, eserinde, İbn-i Alvân ile görüştüğünü, ondan ilim öğrendiğini bildirdi. İbn-i Alvân iki defa Haleb’e geldi ve ilk gelişinde Eşrefiyye Medresesi’ne uğradı. O mecliste Şihâbüddîn Antâkî, Şemsüddîn Sefiri, İbn-il-Hanaciz ve başka âlimler de bulundular.
İbn-i Tûlûn, târihinde dedi ki: “İbn-i Alvân, 938 (m. 1531) senesinde, kardeşi faziletler sahibi Ebü’l-Vefâ ile hacca gitti. Dönüşte Dımeşk’a uğradı. Dımeşk dışındaki Mescîd-i Kasb’da va’z etti. Kendisine sorulan suâlleri cevaplandırdı. Orada Dımeşk’ın ileri gelen âlimleri hazır bulundular. Kâdı Zeynüddîn, hazır bulunanlar arasında idi. İbn-i Alvân çok güzel hutbeler okudu ve şiirler söyledi.”
İbn-i Alvân, ma’nevî üstünlük ve hâller sahibi idi. Çok kerâmetleri görüldü. Allah korkusundan titrer ve ağlardı.
İbn-i Alvân buyurdu ki: “Beni al, muhakkak ben senin için helâlim diyen şeyden başka birşey satın almadım.”
Birgün evinin, merdiveninden tuttu ve buyurdu ki: “Evde olan şeyleri dışarı çıkarınız.” Denileni yaptılar ve hep birlikte oradan uzaklaştıklarında, ev büyük bir gürültüyle çöktü.
İbn-i Alvân, kendisinden duâ istiyen bir topluluğa duâ etti. Hepsi maksadına kavuştu. Âsi, günahkâr bir topluluk için duâ etti. Topluca gelip tövbe ettiler.
İbn-i Alvân’ın yazmış olduğu eserlerinden ba’zıları şunlardır: 1-Tuhfet-ül-Habîb, 2-Misbâh-ül-Hidâye, 3-Fetâvâ-üş-Şâfiî.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-11, sh. 28
2) Şezerât-üz-zeheb cild-8, sh. 304
3) Kevâkib-üs-sâire cild-2, sh. 50
4) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 241
5) El-A’lâm cild-6, sh. 291
6) Câmiu kerâmât-il-evliyâ cild-1, sh. 183
7) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh. 365
8) Brockelmann Sup-2, sh. 462