HALEBÎ (Muhammed bin Yûsuf)

Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Yûsuf bin Abdürrahmân’dır. Lakabı Kemâleddîn, künyesi Ebü’l-Latîftir. Halebî nisbetiyle meşhür olmuştur. 874 (m. 1470) senesinde doğdu. 956 (m. 1549) senesinde vefât etti.

Haleb’de büyüdü ve ilim tahsilini orada yaptı. Osman Kürdî, Celâlüddîn Nasîbi ve başkalarından fıkıh ilmini tahsil etti. Ebü’l-Fazl bin Şıhne’den ilim öğrenip, ondan ve oğlu Esîr Muhammed’den ve Abdülberr bin Şıhne’den icâzet aldı. Hanefî mezhebi âlimlerinden Şeyhülislâm Zekeriyyâ Ensârî, İbrâhim bin Ali Kalkaşendî, Kutbüddîn Muhammed Hayderî, Hâfız Fahrüddîn Osman ed-Dîrî, Cemâlüddîn Yûsuf bin Şahin ve başkaları da ona fıkıh ilmiyle ilgili icâzet verdiler. Bu arada tasavvufa da yönelip, Abdürrâzık Hamevî’den Kâdiriyye yolunun hırkasını giydi. Hocası Kâdı Hüseyn bin Şıhne’nin yerine kadı vekîlliği yaptı. Daha sonra insanlardan uzaklaşıp; güzel ve süslü elbiseler giymeyi terk ederek, fakirlerle ve tasavvuf ehliyle beraber bulunmaya başladı. Sultan Kansu Gavri’ye bu haber ulaşınca, ona bir mektûp yazıp, Haleb’de Şeyh-üş-şüyûh olmasını emr etti. Daha sonra Trablus’da Şafiî kadılığına ta’yin edildi. Sonra bu vazîfeden alınıp, Haleb kadılığına ta’yin edildi. Haleb kadılığını kabûl etmek istemedi. Bunun üzerine bu vazîfe Cemâlüddîn Kalkaşendî’ye verildi. Daha sonra Osmanlı pâdişâhı tarafından Haleb’deki Asrûniyye Medresesi müderrisliğine ta’yin edildi. Haleb’de Evkaf Nâzırlığı (Vakıflar Bakanlığı) vazîfesini yürüttü. Bir müddet sonra Hâcibiyye Medresesi müderrisliğine ta’yin edildi. Osmanlı pâdişâhı tarafından Mekke, Cidde ve civârına Şafiî kadısı olarak vazîfelendirildi. Mekke ahâlisinden olmayan ilk Mekke kadısı idi. Daha sonra bu vazîfeden 931 (m. 1524) senesinde alındı ve Haleb’de ilim tedrisiyle meşgûl olduğu sırada vefât etti.

Zamanının bir tanesi, âlim ve faziletli bir zât idi. Halk tarafından ve devlet adamları tarafından çok sevilip takdîr edilirdi. Kâdılık yaptığı müddet içinde, adâlet ile hareket etmek sûretiyle, Allahü teâlânın dînine hizmet etti. Hoşsohbet ve güzel ahlâk sahibi idi. Şiir husûsunda da gayretli idi.

Manzûmetün fil-Ehâcî adlı bir eseri vardır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-12, sh. 127