Hindistan’da yetişen hadîs âlimlerinden. İsmi, Muhammed Tâhir’dir. Lakabı Melik-ül-muhaddisîn’dir. Fettenî nisbetiyle meşhûr olmuştur. Hindistan’ın Kücerât eyâletinde bulunan Fetten kasabasında, 910 (m. 1504) senesinde doğdu. 986 (m. 1578) senesinde Fetten yakınlarında Ücceyin denilen yerde Bevheriler (karamita fırkası) tarafından şehîd edildi. Fetten’de medfûndur.
Fetten’de büyüdü, henüz büluğ çağına gelmeden Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Onbeş sene müddetle ilim tahsiliyle meşgûl oldu. Birçok ilimlerde yüksek derecelere ulaştı. Zamanında Kücerât âlimleri arasında ondan daha yüksek kimse yoktu, özellikle hadîs ilminde yüksek ihtisas sahibi oldu. Sonra Harameyn’i ziyâret edip hac ibâdetini yaptıktan sonra; Şeyh Hasen el-Bekrî, İbn-i Hacer el-Heytemî, Ali bin Irak, Ali el-Müttekî ve Cârullah bin Fehd’den hadîs ilmini okuyup, hadîs-i şerîf nakl etti. Aden’e gidip, Şeyh Seyyid Abdullah el-Ayderûsî’den tasavvuf ilmini öğrendi ve ondan feyz alıp, ma’nevî derecelere kavuştu. Babası vefât ettiği zaman, ona çok mal ve servet miras kaldı. O malları, ilim tahsili yapan kimselere sarf etti.
Anlatılır ki: “Talebe okutan hocalara haber gönderip, çalışkan ve zekî olan talebelerin kendisine gönderilmesini isterdi. Hocaların gönderdiği talebeye; “Hâlin nasıldır?” diye sorar, eğer zengin ise; “Oku, ilim öğren, Allahü teâlâ feyzini arttırsın” diye duâ eder, fakir ise; “Oku, ilim öğren, maddî sıkıntılarını düşünme, senin ve bütün ailenin geçimini üzerime alıyorum. Gönlün rahat olsun, ilim tahsiline devam et” derdi. Fakirlerden ve güçsüzlerden kendisine gelen herkese bu şekilde yapardı. Onlara ilim tahsil etme vazîfesini verirdi. O kimselerden, çeşitli ilimlerde ihtisas sahibi birçok âlimler yetişti. Bütün malını bu şekilde sarf etti. Mekke-i mükerremeden döndükten sonra, sapık karamita fırkası mensûplarıyla münâzaralar edip, sapıklıklarından vazgeçirmeye çalıştı. Fakat kabûl etmediler. Onların küfürlerine hükmetti ve devrin sultânına fitnelerini önlemesi için şikâyete giderken, yolda çevrilip şehîd edildi.
Ali Müttekî hazretlerinin rü’yâsında, Resûlullah (s.a.v.) efendimiz onun üstünlüğüne işâret etmiştir.
Anlatılır ki: Muhammed Tâhir Fettenî, ilim öğrenme çağında iken büyük sıkıntılara düştü. Eğer ilim tahsilini tamamlarsa, Allahü teâlânın rızâsı için ilmin yayılmasına çalışacağını va’d etti. İlimde yüksek dereceye ulaşınca va’dini yerine getirip, ders halkalında birçok büyük âlimler yetiştirdi.
Muhammed Tâhir el-Fettenî, ilmiyle âmil, geniş ilim sahibi, şüpheli ve haramlardan kaçınma husûsunda son derece dikkatli, sâlih bir zât idi.
Birçok kıymetli eserleri vardır. Bunların başlıcaları şunlardır: 1- Mecmâu bihâr-ül-envâr fî garâib-üt-Tenzîl, 2-Tezkiret-ül-mevzûat, 3- El-Mugnî fî esmâ-ir-ricâl ve letâif-ül-ahbâr, 4-Kifâyet-ül-müfarritîn fî şerh-iş-Şâfiiyye.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-10, sh. 100
2) Şezerât-üz-zeheb cild-8, sh. 410
3) Keşf-üz-zünûn sh. 1599
4) El-A’lâm cild-6, sh. 172
5) En-Nûr-us-safîr sh. 323