Hindistan da yetişen İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden. Fethullah Evdehî diye tanınır. Dehlî âlimlerindendir. Doğum ve vefât târihleri kat’î olarak tesbit edilememiş ise de, onuncu asrın başlarında vefât ettiği bilinmektedir.
Önceleri uzun seneler Dehlî Câmii’nde ders verip ilim öğretti. Bundan sonra Şeyh Sadreddîn Hakîm’in talebesi oldu. Onun yanında ve hizmetinde bulunup, tasavvuf yolunda ilerledi. Kalbi, Allahü teâlâdan başka herşeyin düşüncesinden temizlenip, bâtın ilminin yüksekliklerine kavuştu. Bu yolun büyüklerinden, önde gelenlerinden oldu. Çeştiyye yolunda kemâle geldi.
İmâm-ı Rabbânî’nin babası Abdülehad hazretlerinin hocası olan Abdülkuddûs bin Abdullah, bu Fethullah Evdehî hazretlerinin talebesidir. Fethullah Evdehî, pekçok talebe yetiştirdi. Talebelerinin önde gelenlerinden olan Şeyh Kâsım Evdehî, hocasından ve diğer büyüklerden duyduğu şeyleri toplayarak, Âdâb-üs-sâlihîn isimli bir eser meydana getirdi. Bu eserde şöyle yazmaktadır “Bu Çeştiyye yolunun büyüklerinin, halîfelerine ve talebelerine vermeyi âdet edindikleri; seccade, tarak, tesbih, baston, makas, iğne, ibrik, kâse, tuzluk, leğen, güğüm, ayakkabı ve na’lın gibi şeylerin herbirinin ayrı bir ma’nâsı vardır. Seccade; tâat, ibâdet ve istikâmete (doğru yola sımsıkı sarılmaya), tesbih; kalbin cem’iyyetinde meydana gelen dağınıklık ve perişanlığı toparlayıp, hakiki meşgûliyet ile meşgûl olmaya, tarak; şerrin, kötülüğün, çirkinlik ve fazlalığın defedilip atılmasına, baston; hakiki var ve bir olan Allahü teâlâya dayanıp, yalnız O’na güvenmeye makas; Allahü teâlâdan başka şeylerle olan meşgûliyetleri kesip, emelleri kısa yapmaya, iğne; sûret (görünüş) ile ma’nâyı birbirine iliştirmeye işâret ve alâmettir. Ama iğneyi ipliksiz vermezler. İbrik ve kâse; fukara ve misâfire ekmek ve su ikram etmeye, tuzluk, leğen ve güğüm; sofraya, ya’nî dervişlerin sofrasının ona havale edildiğine alâmettir. Ayakkabı ve na’lın; sağlam adım atmaya işârettir.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Ahbâr-ül-ahyâr sh. 174