Kanunî Sultan Süleymân, İkinci Selîm ve Üçüncü Murâd zamanı Osmanlı âlim ve kadılarından. Bayrâmiyye tarikatının büyüklerinden Şeyh Behâeddîn-zâde Mehmed Efendi’nin torunu Lütfullah Çelebi’nin oğludur. Behâyî Abdullah Efendi adıyle meşhûr oldu. 940 (m, 1533) senesinde doğdu. 996 (m. 1588) senesinde Mekke-i mükerreme kadısı iken vefât etti.
Gençliğinde ilim öğrenmeye kabiliyetli ve zekî idi. Uzun zaman Taşköprü-zâde’nin yanında ilim öğrendi. Aynı zamanda Taşköprü-zâde’ye dâmâd oldu. Sonra Sahn-ı semân Medresesi müderrislerinden Abdülkerîm-zâde Efendi’nin hizmetinde bulundu. Daha sonra ise Ayasofya Medresesi müderrislerinden Emîr Hasen Çelebi’nin yanında tahsilini tamamladı. 957 (m. 1550)’de Ebüssü’ûd Efendi’nin yanında stajyer oldu. Bundan sonra müderrislik hayâtına başladı. Evvelâ Bursa’da Alançeriyye Medresesi müderrisi oldu. 967 (m. 1559) senesi Şa’bân ayında Tepegöz Hızır Efendi yerine Yıldırım Hân Medresesi’ne, 971 (m. 1563) senesi Cemâzil-âhır ayında Bosnevî Mehmed Efendi yerine Rüstem Paşa Medresesi’ne müderris oldu. 974 (m. 1566) senesi Cemâzil-evve’l ayında ise Mihrimâh Sultan Medresesi’ne ta’yin edildi. 976 (m. 1568.) senesi Şevval ayında Semâniyye medreselerinden Karadeniz cihetindeki (tarafındaki) Başkurşunlu Medrese’ye müderris oldu. 978 (m. 1570) Cemâzil-âhır ayında Bostan-zâde Mehmed Efendi’nin yerine Yavuz Sultan Selîm Medresesi müderrisi oldu. 980 (m. 1572) senesi Safer ayında, Ümm-i Veled-zâde yerine Süleymâniye Medresesi müderrisliğine yükseltildi.
Bundan sonra kadılık vazîfesine başladı. 982 (m. 1574) senesi Zilhicce ayında, Galata kadısı Mumcu-zâde Bâlî Efendi vefât etti. O sene Eyyûb kadılığı ve buraya bağlı olan yerlerle Galata kadılığı mevleviyyet oldu. (Mevleviyyet: Büyük kadı, Molla payesi ve vazîfesi) ilk önce Abdullah bin Lütfullah Efendi buraya ta’yin edildi. 987 (m. 1579) senesi Zilhicce ayında, Eyyûb kadılığı, Galata kadılığından ayrıldı. Burası İstanbullu Şah Efendi’ye verilince, o da Galata kadılığından ayrıldı. Yerine Arab-zâde Efendi ta’yin edildi. 988 (m. 1580) senesi Rebî’ul-evvel ayında Zekeriyyâ Efendi yerine Bursa kadısı oldu. 989 (m. 1581) senesinde Düğmeci-zâde yerine Edirne kadılığına ta’yin edildi. 991 (m. 1583) senesi Rebî-ül-âhırinde Ganî Efendi yerine İstanbul kadısı oldu. Aynı senenin Zilhicce ayında, Anadolu kadıaskerliğine yükseldi. 992 (m. 1584) senesinde vazîfesinden alındı. 994 (m. 1586) senesinde tekrar Anadolu kadıaskeri oldu. Aynı sene Zilkâ’de ayında İvaz Efendi yerine Rumeli kadıaskerliğine yükseldi. 995 (m. 1587) senesi Rebî’ul-evvel ayında Abdülganî Efendi yerine Mısır kadılığına nakledildi. 996 (m. 1588) senesi Muharrem ayında Mekke-i mükerreme kadısı Mirzâ Mahdûm vefât edince, yeri boş kaldı. Abdullah Efendi, o sene Mekke-i mükerreme kadılığına ta’yin edildi. Aynı sene vefât edip, yerine Arab-zâde Efendi getirildi.
Abdullah bin Lütfullah Behâyî Efendi, ilim, fazilet ve güzel ahlâk sahibi idi. Her işte Allahü teâlânın rızâsını gözetir, hiçkimseden çekinmezdi. Dünyâ menfaati için dînini vermez, başkalarının dînini kurtarmak için de çok gayret gösterirdi.
Anlatılır ki: O zaman Fevrî Efendi adında bir zât vardı. Osmanlıların Rumeli sınır boylarında olan Derâc adlı bir kasabada doğmuştu. 40 akçe ile bir müderris iken vazîfesinden ayrılmıştı. Şiddetli bir kış günü memleketine gitmek üzere yola çıkacağı zaman, Behâyî Abdullah Efendi’ye rastladı. Abdullah Efendi bu şiddetli kışta nereye gittiğini sordu. Fevrî Efendi; “Annem ve babam hâlen îmân etmediler. Küfür karanlığında bulunuyorlar. Onları İslâmiyete da’vet etmek için gidiyorum” dedi. Bunun üzerine Abdullah Efendi; “Be hey efendi! Hayırlı ve çok güzel bir işe niyetlenmişsin, ama önce nefs gelir. Bu şiddetli kışta nereye gidersin?” diye cevap verdi.
Oğlu Abdullah Efendi, 980 (m. 1571) senesinde doğup müderrislik ve kadılık vazîfelerinde bulundu. 1036 (m. 1626) senesinde vefât eyledi.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 305, 306
2) Sicilli Osmânî cild-3, sh. 363, 364