ALİ BİN CEMÂL NEBTÎTÎ

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ali bin Cemâl Nebtîtî’dir. Mısır’da doğdu. Doğum târihi belli değildir. 901 (m. 1495) senesinde, Mısır’da vefât etti. Dergâhının yanına defnedildi.

Ali bin Cemâl, evliyânın önde gelenlerinden Ebü’l-Abbâs Gamrî’nin talebesidir. Ondan ilim ve edeb öğrendi. Büyük bir âlim oldu. Zor işleri kolaylıkla çözerdi. Himmet ve gayreti çok idi. Talebelerinin yetişmesi için çok gayret gösterirdi. Keşf ve kerâmetleri görüldü.

Ali bin Cemâl, hocası Ebü’l-Abbâs Gamrî, Muhammed bin Anan, Muhammed Münir, Ebû Bekr Hadîdî ve Muhammed Adl ile birlikte hacca gitti. Ay ışığının da olmadığı karanlık bir gecede, hurma yerlerken, içlerinden Ebû Bekr Hadîdî dedi ki: “Kimse arkadaşından bir tane dahî fazla yememeye dikkat etsin.” Böylece hurmaları bitirdiler, önlerindeki hurma çekirdekleri sayıldığında, hepsinin aynı miktarda hurma yediği, birinin diğerinden bir hurma dahî fazla yemediği anlaşıldı.

Gamrî Câmii’nin İmâmı Emînüddîn dedi ki: “Ali bin Cemâl, hocası Ebü’l-Abbâs Gamrî’ye çok bağlıydı. Onu çok severdi. Bir defasında hocası Rif’e geldi. Oradan bir kafes aldı ve onu Ali bin Cemâl’e emânet bıraktı. Bir müddet sonra kafesi istedi. Ali bin Cemâl, o kafesi bir başkası ile gönderme imkânı olduğu hâlde göndermeyip, derhâl hazırlığını yaptı. Kafesi başının üstüne aldı. Nebtît’den Kâhire’ye kadar yürüyerek getirdi. Hocasına teslim edip, duâsını aldı.”

Ali bin Cemâl, her yıl Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvere halkına elbise, hububat ve şeker dağıtırdı. Verdiği şeylerin gizli tutulmasını ve verdiğini hiç kimseye bildirmemelerini isterdi. Birisi, onun verdiğini birine anlatsa, bir daha ona birşey vermezdi. Ali bin Cemâl, kendi malını, talebelerine gelen hediyelere karıştırırdı. Sanki onların içinde kendi malı yokmuş gibi onları talebelerine taksim ederdi.

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî dedi ki: “Bu zâtla ancak bir defa görüşebildim. Benim için şöyle duâ etti: “Allahü teâlâ seni kıyâmet günü korusun.” Allahü teâlâdan niyazım, bu zâtın benim için yaptığı duâyı kabûl etmesidir.”

Ali bin Cemâl, Hızır aleyhisselâm ile görüşürdü. Bu durum, onun veli olduğuna delîldir. Ali bin Cemâl buyurdu ki: “Hızır aleyhisselâm, kendisinde üç haslet bulunan kimse ile görüşür. Eğer bu üç haslet yok ise, meleklerin ibadetini yapsa da yine onunla görüşmez. Üç haslet şunlardır: Birincisi; kişinin her hâliyle sünnet-i seniyyeye uyması. İkincisi; kalbinde Müslümanlara karşı kin, düşmanlık, hased ve diğer kötülükleri beslememesi. Üçüncüsü; dünyaya düşkün olmamasıdır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-2, sh. 188

2) Tabakât-ül-kübrâ cild-2, sh. 125