Osmanlı dev letinde yetişen büyük âlimlerden. İsmi, Ali bin Abdülazîz bin Hüsâmeddîn bin Hâmid’dir. Babası, Haleb kadılığından emekli olup, Kanunî Sultan Süleymân Hân devrinde vefât eden Umm-i Veled-zâde Efendi’dir. Baba ve dedelerinin herbiri, Osmanlı devletinin meşhûr âlimlerinden ve devlet adamlarından idi. 930 (m. 1523) senesi sonlarında doğdu. Daha küçük yaşta iken asrının yüksek âlimlerinden Muhaşşî Sinân Efendi’nin ve Hâfız Acem’in hizmetlerine ve derslerine devam edip, ilim sahibi oldu. Sonra Arab-zâde Abdülbâk! Efendi’nin dergâhına devam edip, Sahn-ı semân müderrisi Sâlih Efendi’nin yardımcılığında bulundu. Çivi-zâde Efendi’den istifâdesi çok oldu. Muhyiddîn Efendi’nin derslerinden de hiç ayrılmadı. Bundan sonra Bursa’da Ferhâdiyye Medresesi’ne, daha sonra Bâyezîd Paşa Medresesi’ne, sonra İstanbul’da Ceddî Medresesi’ne, ondan sonra Herargrad’da (bugünkü Razgrad) İbrâhim Paşa Medresesi’ne, sonra Bursa’da Hançeriyye Medresesi’ne müderris oldu.
Bir müddet müderrislik vazîfesini bırakıp, bir köşede, kendi kendine ilimle meşgûl oldu. Nihâyet, 967 (m. 1559) senesinde Rodos Sultâniyesi münhal olduğunda müderris ta’yin etmek üzere imtihan yapıldı. Bu imtihanda, Kepenkçi Medresesi’nden ayrıları Bozan-zâde ile Ali bin Abdülazîz’den “Hidâye” adındaki fıkıh kitabının “Kitâb-ül-gasb” kısmını okuyup, bunun üzerine bir risale yazmaları istendi. Her ikisinin yazdığı risale beğenilip tercih edildi. Fakat Bozan-zâde, Şeyhülislâm Ebüssü’ûd Efendi’nin mülâzimi (yardımcısı) ve gözdesi olduğundan, hürmeten kendi hakkından vazgeçip, onun ta’yin edilmesini sağlamış oldu. 969 (m. 1561) senesi Safer ayında emekliye ayrılan Eyyûb Sultan Medresesi müderrisi Celâl-zâde Sâlih Efendi’nin yerine ta’yin edildi. 970 (m. 1562) senesi Zilhicce ayında Çivi-zâde yerine Sahn-ı semân müderrisi olup, 974 (m. 1566) senesi Zilhicce ayında Ahî-zâde Efendi yerine Şehzâde Medresesi’ne ta’yin olundu. 976 (m. 1568) senesi Receb ayında, Mehmed Paşa’nın hocası Mahmûd Efendi yerine Süleymâniye medreselerinin birine ta’yin edildi. 980 (m. 1572) senesi Safer ayında, Hâcegi-zâde yerine Haleb şehrinde bulunan Zaviye’ye ta’yini yapıldı. Burada ilim ve irfan yaymaya devam etti. Aynı senenin Zilhicce ayında, Haleb’de vefât etti. Haleb’de, Ebüssü’ûd-zâde Muhammed Efendi’nin yanında medfûndur.
Onun, “Risâle-i Kalemiyye” “Risâle-i Seyfiyye” ve “Risâle-i Şem’ıyye” adında kıymetli eserleri vardır. Ayrıca, Ebüssü’ûd Efendi’nin “Kasîde-i mîmiyye”sine yazdığı nazireleri ve daha başka kıymetli şiirleri de vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 177, 178