Osmanlı Devleti zamanında Anadolu’da yetişen âlimlerden. İsmi, Abdürrahmân bin Seyyid bin Yûsuf bin Hüseyn Hasenî’dir. 874 (m. 1469) senesinde doğdu. Birçok âlimden ilim tahsil ettikten sonra tasavvuf yoluna meyletti. Evliyâlıkta yüksek derecelere erişti. “Abid Çelebi” denilmekle meşhûr oldu. Te’lîf ettiği bir eseri yoktur. 954 (m. 1547) senesinde vefât etti.
Abid Çelebi; Bursa’da Mevlânâ Hasrû Medresesi müderrisi, Mevlânâ Muhyiddîn-i Samsûnî’den, Manastır Medresesi müderrisi Kâdı-zâde-i Rûmî’nin torunu Mevlânâ Kutbüddîn’den, “Vikâye” kitabına haşiye yazan Semâniyye müderrisi Ahî Çelebi’den ilim tahsil etti. Uzun zaman tasavvuf ilimleri ile meşgûl olup, ilâhî feyzlere nail oldu. Bundan sonra, Mevlânâ Ali bin Yûsuf Fenârî’nin ve Sultan Bâyezîd Hân’ın hocası olan Muarref-zâde’nin derslerinde de bulunup, ondan çok faydalandı, ilim ve ma’rifette nice feyzlere kavuştu. Muarref-zâde, o sırada Gelibolu Medresesi’nde müderrislik yapıyordu. Çok talebesi vardı, hepsine faydalı olmuştu. Muarref-zâde, birçok yerde kadılık yaptıktan sonra, 931 (m. 1524) senesinde Kefe kadısı iken vefât etti.
Abid Çelebi, büyük-küçük herkese karşı alçak gönüllü ve mahcûb tavırlı bir zât idi. Gayet cömert olup, muhtaçların işini görmekte çok gayretliydi. Elindeki malları fakirlere ve zayıf kimselere dağıtırdı. Dünyâ malına muhabbebeti yoktu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Sicilli Osmanî cild-3, sh. 311
2) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 395