ŞÂKİR (Abdurrahmân bin Ali)

Tefsîr ve hadîs âlimi. İsmi, Abdürrahmân bin Ali bin İshak bin Muhammed bin Hasen bin Muhammed bin Ömer bin Abdülazîz bin Musl Temîmî’dir. Künyesi Ebü’l-Ferec olup, lakabı Zeynüddîn’dir. 803 (m. 1401) senesinde Halîl’de (Ürdün’de) doğdu. 876 (m. 1472) senesi Şa’bân ayının dokuzunda, Cum’a günü Halîl’de vefât etti. Kendisi için önceden hazırladığı kabrine defnedildi.

Şâkir Ebü’l-Ferec Abdürrahmân bin Ali, Ebî Amr ve İsmâil bin Mervân’dan Kur’ân-ı kerîmi öğrendi. Minhâc ve İbn-i Mâlik’in Elfiye adlı eserini ezberledi. Babasından ve Şihâbüddîn bin Kuşelmîş’den fıkıh ilmini öğrendi. Arabî ilimleri ve ferâizi, Şihâbüddîn bin Hâim’den tahsil etti. Huzûrunda, nahiv ilmine dâir Simât, ferâize dâir Nefhât-ül-Kudsiyye adlı eserleri okudu. Şemsüddîn el-Basravî’den de fıkıh ve nahiv öğrendi. Babasıyla Tefsîr-ül-Begavî’yi okudu. Şihâb bin Nâsih’in sohbetlerinde bulunup, ilim ve edeb öğrendi. Ebi’l-Hayr bin Alâî’den Sahîh-i Buhârî’yi dinledi. İbn-ül-Cezerî, Tedmîrî ve başkalarının hadîs-i şerîf derslerinde bulundu. Zeynüddîn el-Hâfî’nin sohbetlerinde yetişti.

Zeynüddîn Şâkir, 824 (m. 1422) senesinde Kemâlüddîn bin Hümâm ile birlikte hacca gitti. Çok defa ilim öğrenmek için Kâhire’ye gidip geldi. Memleketinde tefsîr ve hadîs ilimleri kürsü başkanlığı yaptı.

Abdürrahmân bin Ali, fazilet sahibi bir zât idi. Rü’yâsında İbrâhim Halîlullahı onyedi, Resûlullahı da (s.a.v.) yirmibeş defa gördüğü bildirildi. Muhammed, Ebû Bekr, Ömer, Osman, Ali isminde beş kıymetli oğlu olup, herbirisi sâlih kimselerdi.

El-Bikâî, onun hakkında şöyle demektedir: “Onu iyi bir kimse olarak gördüm. Sağlam karakterli, üstün biri idi”

Zeynüddîn Şâkir, birçok eser yazmıştır. Eserlerinden ba’zıları şunlardır: 1- El-İsâbetü fimâ ravah-üs-Sâdet-is-Sahâbe 2- Dürer-ün-nefâis fî milh-il-mecâlis fit-tefsîr alâ tarîkat-il-va’z, 3- Sahihayn’den yüz hadîsin şerhi, 4- Meded-ür-Rahmân fî esbâb-i nüzûl-il-Kur’ân, 5- Nazm-üz-zehâir fil-eşbâhı ven-Nezâir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 154

2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-4, sh. 95

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 533