MEVLÂNÂ KÂDI-ZÂDE KÂSIM

Osmanlılar zamanında yetişen âlimlerden. İsmi, Kâsım’dır. Kastamonu kadısının oğlu olduğu için, Kâdızâde diye meşhûr olmuştur. Riyaziye (Matematik) ilmindeki yüksek derecesinden ve derin bilgisinden dolayı, Riyaziyeci Kâsım diye de bilinir. Kastamonulu olan Molla Kâsım’ın doğum târihi bilinmemektedir. 899 (m. 1494) senesinde Bursa kadısı iken vefât etti.

Zamanının âlimlerinden çeşitli ilimleri tahsil ettikten sonra, Mevlânâ Hızır Bey’in hizmetinde bulundu. Ondan da aklî ve naklî ilimleri tahsîl ettikten sonra, Tire’de İbn-i Melek Medresesi’ne müderris oldu. İlim tedrisiyle meşgûl iken, Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın İstanbul’un fethinden sonra inşâ ettirdiği Sahn-ı semân medreselerinden birine müderris olarak ta’yin edildi. Orada Şakâyik müellifînin babası Seyyîd Şerîf Cürcânî hazretlerinin, Şerh-i Mevâkıf adlı eserini ondan okudu. Birçok talebe yetiştirdi. Daha sonra Bursa kadılığı ile vazîfelendirildi. Adâlet ve doğrulukla hüküm verip, şöhreti her yerde duyuldu. Onun adâlet ve fazileti dillerde darb-ı mesel olarak anlatılırdı. Bursa kadılığı vazîfesinden alınıp, tekrar Sahn-ı semân müderrisliğine getirildi. Sultan İkinci Bâyezîd Hân pâdişâh olunca, onun ismini ve şöhretini duyup, onu tekrar Bursa kadılığına ta’yin etti. Lâkin Molla Kâsım, bu vazîfeye gitmek istemedi. Pâdişâh; “Elbette gitmen gerekir” diye emredince, emre uyarak gitti. Yine adâletle ve doğrulukla hüküm vermeye devam etti. Bursa’da adâletin gereğini yerine getirirken vefât etti.

Kâdızâde Molla Kâsım; nefsinin isteklerine boyun eğmeyen, yüksek akıl sahibi idi. Zekî, insaflı ve Ehl-i sünnet i’tikâdı üzere idi. Fakirlere ve sâlih kimselere muhabbet besler, fakirlere yardım ederdi. Güzel ahlâk ile ahlâklanmıştı. Bütün ilimlerde yüksek derecesi olduğu gibi, matematik ilmine de vâkıf idi ve özel ihtisası vardı.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 207

2) Tâc-üt-tevârih (ulemâ kısmı)