Hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Osman bin Muhammed bin İbrâhim bin Abdullah’dır. Lakabı Şihâbüddîn, künyesi Ebü’l-Feth olup, Kilvetâti adıyla meşhûr oldu. Kulûtâtî de denilmektedir. Aslen Kirman şehrindendir. 762 veya 766 (m. 1364) senesi Ramazan ayında doğdu. 835 (m. 1432) senesi Cemâzil-evvel ayının ondördünde Kâhire’de vefât etti.
Babasının arkadaşı Şemsüddîn bin er-Riffâ ona hadîs-i şerîf ilmini sevdirdi. Zamanındaki hadîs âlimlerinin yanına giderek, onlardan hadîs-i şerîf öğrendi. Hadîs-i şerîf öğrenmeye ilk defa 779 (m. 1377) senesinde başladı. Nâsıruddîn Harâvî, Afifüddîn Nesâvî, Takıyyüddîn bin Hatem’den, İbn-i Savvâfın talebeleri; Hâccâr, Venâî’den, Debbûsî’nin talebelerinden, Necîb ve Fahruddîn’in talebelerinden ve kendi akranlarından bile hadîs-i şerîf öğrendi. Bu husûsta çok gayret etti, her fedâkârlığa katlandı. Büyük hadîs kitaplarını birkaç defa okudu. Hattâ Sahîh-i Buhârî’yi altmış defadan fazla, altmış kadar âlimden okuduğu rivâyet edilir. Bunun yanında daha birçok mu’cemler, müsnedler ve hadîs cüzleri okudu. Irâkî ve oğlundan, İbn-i Hacer Askalânî’den, Türkmânî ve İbn-i Salâh’ın yazdıkları usûl-i hadîs kitaplarını okudu. “Ta’lîk-ut-Ta’lîk” ve “Etrâf-ül-Müsned” adlı kitapları da okudu.
Hadîs-i şerîf, fıkıh, Arabca ve kırâat ilimlerini öğrenmek husûsunda çok hırslı idi. İlminin çokluğunu ve gayretini gören hadîs âlimlerinden birçoğu, ona hadîs okutma icâzeti (diploma) verdiler. İcâzetlerinde; âlim, fâdıl, muhaddislerin biriciği, müderrislerin başı, seyyid-ül-Mürselîn’in sünnetinin hizmetçisi gibi üstün meziyetlerle onu medhettiler. En fazla hadîs-i şerîf ilmiyle meşgûl olan Kilvetâti, diğer dînî ilimlerde de büyük âlim idi. Fıkıh ilmini; İzzeddîn er-Râzî, Şemseddîn bin Ahî’l-Câr, Bedrüddîn bin Hâsbek, Ekmelüddîn, Cemâleddîn et-Tebânî gibi âlimlerden öğrendi. Bir grup âlimden kırâat ilimlerini aldı. Arabî ilimlerle de uzun zaman meşgûl oldu. Şihâbüddîn es-Sanhâcî, el-Gimârî, Abdülhamîd Trablûsî ve diğer âlimlerden Arabî ilimleri öğrendi.
Dînin emir ve yasaklarını yerine getiren, takvâ ve hayır sahibi, çok ibâdet eden bir zât idi. Ömrünün çoğu, yokluk ve sıkıntı içinde geçti. Kâri-ül-Hidâye Sirâcüddîn’den sonra hadîs-i şerîf okutmakla vazîfelendirildi. Sahîh-i Müslim’i birkaç sene okuttu. 834 (m. 1430) senesinde rahatsızlandığından, Şemseddîn Reşîdî, onun yerine getirildi.
Ömrünün sonuna doğru kulakları ağır işitir oldu. Ondan; Menâvî, İbn-i Hassan, İbn-i Kamer, Tagrî Bermeş el-Fakîh gibi büyük âlimler ilim öğrendiler. Tagrî Bermeş el-Fakîh; “Biz ondan daha büyük hadîs âlimi görmedik” dedi.
Eserlerinden ba’zıları şunlardır: 1-Muhtasar-un-nâsih vel-mensûh lil-Hâzimî, 2-Muhtasar fî ulûm-il-hadîs, 3-Muhtasaru Tehzîb-il-kemâl.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-1, sh. 311
2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-1, sh. 378, 380
3) Enbâ-ül-gumr cild-3, sh. 483, 484
4) Brockelmann, Sup-2, sh. 72