Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Abdullah bin İdrîs bin Ya’kûb’dur. Lakabı Kara’dır. 789 (m. 1387) senesinde Niğde’de doğdu. Larende’de (Karaman’da) 883 (m. 1478) Rebî’ul-evvelin sonlarına doğru vefât etti. Kabri Larende’dedir.
Kara Ya’kûb, ilk tahsilini Niğde’de yaptı. Arabca üzerindeki bilgileri ve din ilimlerindeki üstünlüğüyle tanındı. Sonra Şam, Kudüs ve Kâhire’ye giderek ilmini arttırdı. Tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. “Vatan sevgisi îmândandır” hadîs-i şerîfi mucibince Anadolu’ya döndü. Larende’ye yerleşti. Ömrünün sonuna kadar burada müderrislik yaptı. Sarı Ya’kûb ile birlikte Molla Fenârî’den de ilim tahsil ettiler. İkisi Molla Fenârî’nin en yüksek talebeleri idi ve; “Bunlar benim talebelerimdir” diye, Sarı ve Kara Ya’kûb ile övünürdü.
Kara Ya’kûb ba’zı eserlere şerh ve haşiye yazdı. “Mesâbih” kitabına bir şerh yazdı. Sonra “Hidâye”ye de bir haşiye yazdı. Ayrıca “Eşrak-ut-tevârih” isimli bir kitap te’lîf etmiş olup, Hazreti Âdem’den (a.s.), Resûlullaha (s.a.v.) kadar olan peygamberlerin (a.s.) hayatlarını ve Eshâb-ı Kirâmın (r.anhüm) hayat ve hâllerini geniş olarak anlatmıştır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 84
2) Tâc-üt-Tevârih
3) Osmanlı Müellifleri cild-1, sh. 397