Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Abdüsselâm bin Dâvûd bin Osman bin Abdüsselâm bin Abbâs’dır. Aslen Ürdün’ün Selt şehrindendir. Nisbeti Makdisî olup, İzzeddîn Makdisî adıyla meşhûr olmuştur. 772 (m. 1370) senesinde Aclûn ile Habrâd arasındaki Kefe-rülmâ isimli kasabada doğdu. 850 (m. 1446) senesinde Kudüs’te, Ramazan ayının beşinde vefât etti.
Doğum yeri olan Keferülmâ’da büyüdü. Önce Kur’ân-ı kerîmi okumasını öğrendi. Babasının amcası olan Şihâbüddîn Ahmed bin Abdüsselâm’dan ba’zı dersler aldı. Sonra bu zâtla, beraber, Mahmûd bin Ali Hilâl Aclûnî’nin yanına, Kudüs’e gittiler. Burada az zamanda Kur’ân-ı kerîmi ve ba’zı kitapları ezberledi. Hâfızası, zekâsı çok kuvvetli idi. Bedreddîn Mahmûd bin Ali bin Hilâl Aclûnî’nin yanında ders okudu. Kısa bir müddet içerisinde fetvâ verme ve ders okutma izni aldı. Buradan, Bedreddîn Aynî ile beraber bir yıl sonra Kâhire’ye gittiler. Orada Sirâcüddîn Bülkînî ve Sirâcüddîn İbni Mülakkın’ın derslerine devam etti. Bedreddîn Mahmûd Aclûnî ile beraber Dimyat, İskenderiyye, Sünbât şehirlerine gittiler. Sünbât’ta, oranın kadısı Fahreddîn Ebû Bekr Harrânî ile buluştular. Sonra Kâhire’ye oradan da Kudüs’e geldiler. Gazze’de, kadı Alâeddîn Ali bin Ali bin Halef Sa’dî’den hadîs-i şerîf öğrendi. Sonra memleketlerine döndüler. Selt, Kerek, Aclûn, Hüsban ve Câl şehirlerine Bedreddîn Mahmûd Aclûnî’nin sohbetlerinde bulundu. 797 (m. 1394) senesinde Bedreddîn Mahmûd vefât edince, Dımeşk’a geldi. Hadîs, fıkıh, usûl, Arab dili ve edebiyatı, aklî ve naklî ilimleri Dımeşk âlimlerinden öğrendi. Pekçok âlimden de hadîs-i şerîf öğrendi. 800 (m. 1397) senesinde hacca gitti. Medîne-i münevverede, Süleymân Sakkâ’dan Ebû Müshir’in “Nüsha”sını dinledi. Mekke-i mükerremede de İbn-i Sıddîk ve ba’zı âlimlerden hadîs-i şerîf öğrendi. Sonra Dımeşk’a döndü. Pekçok âlimden ilim öğrendi. Bunlardan ba’zıları şunlardır: Ahmed bin Dâvûd Kattân, Ahmed bin Ali bin Yahyâ Hüseynî, Ebû Bekr bin İbrâhim Makdisî, Abdülkâdir bin İbrâhim Urmevî, Abdürrahmân bin Zehebî, Muhammed bin Ali bin İbrâhim Bezâî, Yûsuf bin Osman bin Ömer Avfî.
Şam ve civârında siyâsî karışıklıklar ve savaşlar olduğundan, 836 (m. 1432) senesinde Mısır’a gitti ve Kâhire’ye yerleşti. Burada büyük âlim Bülkînî’nin fıkıh derslerine devam etti. Zeynüddîn Irâkî’den de hadîs-i şerîf dersleri alırdı. Ondan “Emâlî” kitabını yazdı. Heysemî, Tenûhî, Zeynüddîn bin Şeyha, İbn-i Ebi’l-Mecd, Halâvî, Süveydâvî gibi âlimlerden de hadîs-i şerîf dinledi. Nâsıruddîn bin Furât, Muhammed bin İsmâil Kalkaşendî ve bir grup âlim ona icâzet verdiler. İzzeddîn bin Cemâ’a’dan da ilim öğrendi. O, zamanının aklî (fennî) ilimlerini de Şihâbüddîn Harirî’den öğrenmişti. Bir ara Celâleddîn Bülkînî’nin yerine kadılık vekâletinde bulundu. Kemâleddîn Şümnî’den sonra Cemâliyye Medresesi’nde hadîs-i şerîf dersi müderrisliği yaptı. Harûbiyye’de fıkıh dersleri verdi. Şemseddîn Bermâvî’den sonra Beyt-i Makdîs’de, Salâhiyye Medresesi’nin idâreciliğini yaptı. Nehrâniyye kadılığı vazîfesinde de bulundu.
Kâhire’de Beyt-ül-makdîs’de ve diğer yerlerde pekçok âlim İzzeddîn Makdisî’den hadîs-i şerîf dinlediler.
Pekçok insan onun ilminden istifâde etti. Gerçekten büyük bir âlim idi. Keskin zekâlı idi. Çok te’sîrli ve güzel konuşurdu. Kur’ân-ı kerîmi çok güzel okurdu. Hâfızası kuvvetliydi. Târih bilgisi çok idi. Doğru i’tikâdlı idi. Çok cömert idi. Şemseddîn Sehâvî ondan icâzet almıştır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-4, sh. 203