Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Hüseyn bin Ali’dir. Künyesi Ebü’t-Tayyib olup, lakabı Muhibbüddîn’dir. Nisbeti el-Kuraşî el-Mahzûmî olan bu zât, İbn-i Zahîre diye meşhûr olmuştur. Annesi Ümm-i Gülsüm bint-il-Afîf Abdullah bin et-Takıyy-ün-Narrârî’dir. 825 (m. 1422) senesinde Mekke-i mükerremede doğdu. 885 (m. 1480) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Kâ’be-i muazzamanın Hacer-ül-Esved tarafında kılınan cenâze namazından sonra, Mekke’deki Muallâ kabristanında babasının yanına defn edildi.
İbn-i Zahîre Mekke’de büyüdü ve orada; Kur’ân-ı kerîmi, Nevevî’nin Erba’în adlı eserini, Akâid-ün-Nesefî’yi İbn-i Mâlik’in Elfiye’sini, Hâvi, Minhâc ve Telhis ile, kırâat ilmine dâir Şâtıbiyye adlı eseri ezberledi. Bu ezberlediklerini; Muhammed el-Magribî eş-Şâzilî, Ahmed el-Ahnâî, Ebü’l-Kâsım en-Nüveyrî, Zeynüddîn bin Ayyaş Ebû Şiar-il-Hanbelî, Muhammed bin İbrâhim el-Acemî, es-Sefetî, İbn-i Aksarâyî gibi zâtlara arz etti. Bu eserlerle ilgili olarak ona icâzet verdiler. İbn-ül-Cezerî’nin derslerinde ve sohbetlerinde bulundu. Şihâbüddîn el-Mürşidî, Ebü’l-Meâlî es-Sâlihî Ebü’l-Feth el-Merâgî, Takıyyüddîn bin Fehd, Cemâleddîn Kazrûnî gibi zâtlardan Mekke-i mükerremede ve Medîne-i münevverede hadîs-i şerîf dinledi. Takıyyüddîn el-Fâsî, İbn-i Selâme, Nûreddîn el-Mahallî, Şemseddîn eş-Şâmî, El-Kabâbî, Tedmirî gibi, muhaddislerden hadîsle ilgili icâzet aldı. Babasından ve Kemâleddîn el-Esyûtî’den fıkıh ilmini tahsil etti ve onlar da ona fıkıh okutmak ve öğretmek husûsunda izin verdiler. Şemsüddîn bin Abdülazîz Kazrûnî’den “Hâvî” adlı eseri, Şemsüddîn el-Ekfeksî’den, onun yazmış olduğu “El-İ’lâm ve Tenvîr-üd-Deyâcir bi ma’rifeti Ahkâm-il-muhâcir” adlı eseri karşılıklı mütâlâa ederek okudu.
Me’ânî ve beyân ilimlerini; Şemseddîn bin Sâre, Ehdel, İbn-i Hümam, Ebü’l-Fadl el-Magribî ve Ebü’l-Kâsım en-Nüveyrî’den tahsil etti. Usûl-i fıkhla ilgili Minhâc ve Esnevî şerhini, Ebü’l-Kâsım en-Nüveyrî’den, diğer Arabî ilimleri de zamanının âlimlerinden tahsil etti. Mahmûd en-Navafî’den akâidle ilgili Akâid-i Nesefî’yi öğrendi. Balatansî’den tasavvufun inceliklerini öğrendi ve ondan; İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin Minhâc-ül-Âbidî adlı eserini, bütün incelik ve maksadlarını mütâlâa ederek okudu.
847 (m. 1443) senesinde, Necmüddîn bin Fehd’in işâretiyle babasına vekâleten Mekke kadılığına ta’yin edildi. Babasının vefâtından sonra, müstakil olarak kadılık vazîfesini yürüttü. Yed-i emînlik görevi de yaptı. Çeşitli vazîfelerden sonra Cidde kadılığına ta’yin edildi. Cidde kadılığından ayrıldıktan sonra, bir daha devlet kademesinde vazîfe almayıp.ölünceye kadar ilim öğretmekle ve fetvâ vermekle meşgûl oldu.
O; faziletli, zekî, ağırbaşlı, cömert ve emîn bir zât idi. Ömrünün ekseri kısmını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren İbn-i Zahîre’nin, “El-Fezâil-ül-Bâhire fî mehâsin-ül-Kâhire” adlı eseri vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-2, sh. 153
2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-2, sh. 190
3) El-A’lâm cild-1, sh. 230