İBN-İ SÂLİH

Şâfıî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Sâlih bin Osman bin Muhammed bin Muhammed'dir. Künyesi Ebü'ssenâ olup, lakabı Şihâbüddîn'dir. İbn-i Sâlih olarak meşhur olmuştur. Nisbeti el-Mahyevi'dir. Ona Sıbt-üs-Süûdî de denilmektedir. 820 (m. 1417) senesinde Mısır'da, Kahire civarındaki Hüseyniyye'de doğdu. 863 (m. 1459) senesinde Kahire'de vefât etti ve orada defn edildi.

Hüseyniyye'de doğan İbn-i Sâlih hazretleri, orada büyüdü ve Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Orada "Umde", "Minhâc" ve "Cem'ul-Cevâmi' " adlı eserleri, İbn-i Mâlik'in "Elfiye"sini, Hanâvî'nin "Mukaddime"sini ve Telhis" adlı eseri ezberledi. Ezberlediklerini İbn-i Hacer-el-Askalânî ve Muhib bin Nasrullah ve Mecdüddîn el-Bermâvî gibi zâtlara arz etti. Onlar da ona icazet verdiler. Kayâtî'den; fıkıh, sarf ve usûl ilimlerini tahsil etti. Fıkıh ilmini ve fıkıh usûlünü el-Venâî'den de okudu.

Kelâm ilmini Şemnî'den, Arabi ilimleri Hanâvî'den tahsil eden İbn-i Sâlih hazretleri, Fakîh en-Nisâbe'den de fıkıh ilmini öğrendi. Uzun müddet; İzzüddîn bin Abdüsselâm el-Bağdâdî ve Alâüddîn es-Sırâmî'den de me'ânî, beyân ve sarf ilimlerini okudu. Mantık ilmini Ebü'l-Kâsım en-Nüseyrî'den okudu. Bunların hâricinde, diğer ilimleri de başka âlimlerden tahsil etti. Edebî ilimlerde yüksek derecelere ulaştı. Zamanının edîb ve şâirleri onunla boy ölçüşemez hâle geldiler. Normal konuşurken dahî, kafiyeli ve şiir şeklinde konuşurdu. Nesirleri de me'ânîye uygun idi.

İbn-i Sâlih, daha sonraları Kahire'de Eşrefîyye Medresesi'nde fıkıh dersi okutmakla görevlendirildi. Bu arada ba'zı mescid ve camilerde hadîs ilmini de okutuyordu. Mencekiyye Câmii'nde hatîb olarak da görev yapan İbn-i Sâlih hazretleri, gayet zekî olup, hâdiseleri çok sür'atli idrâk ederdi. Kuvvetli bir hafızaya sâhib olan bu zât, hoşsohbet olduğu gibi, boş söz konuşmaktan da çok sakınırdı.

İlim öğrenmek ve öğretmekle ömrünü geçiren İbn-i Sâlih hazretlerinin, Akâid-i Nesefî'yi manzum olarak yazdığı bir eseri vardır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu'cemül müellifin cild-2., sh. 111

2) Ed-Dav-ül-lâmi' cild-2, sh. 114, 115