Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Abdülvâhid bin Abdülhamîd bin Mes’ûd es-Sivâsî el-İskenderî el-Kâhirî el-Hanefî olup, lakabı Kemâlüddîn’dir. 788 (m. 1386) senesinde İskenderiyye’de doğdu. 861 (m. 1457) senesi Ramazân-ı şerîfin yedisinde, Cum’a günü Kâhire’de vefât etti. O günün ikindi vakti cenâze namazı kılındı. Cenâze namazını Kâdı İbn-i Deyrî kıldırdı. Sultan ve devlet erkânı cenâzede bulundu. Karâfe’de İbn-i Atâullah’ın türbesi içine defnedildi.
İbn-i Hümâm’ın babası Sivas’ta kadı idi. Sonra Kâhire’ye giderek Hanefî mezhebi kadı vekîli oldu. Daha sonra İskenderiyye kadısı oldu. Orada Mâlikî mezhebi kadısının kızı ile evlendi. Bu izdivacdan İbn-i Hümâm doğdu, İbn-i Hümâm, babasından ve şehrindeki âlimlerden ilim öğrendi. Hidâye adlı eseri Kârî-ül-Hidâye diye tanınan Sirâcüddîn’den okudu. İbn-i Hümâm, ilim tahsili hakkında şöyle demektedir: “Birçok ilmî kitap okudum. Fıkıhsız olamıyacağını anladım. Bu yüzden hocam Sirâcüddîn’in yanında ve sonra da Seyyid İmâm Celâlüddîn’den fıkıh ilmini öğrendim.” Arabcayı ve âlet ilimlerini (sarf, nahiv, lügat...) Cemâlüddîn Hamîdî’den, usûl ve diğer ilimleri Bisâtî’den, hadîs ilmini Ebû Zerâ’a Irâkî’den öğrendi. Cemâlüddîn Hanbelî ve Şemsüddîn Şami’den hadîs-i şerîf dinledi. Merâgi ve İbn-i Zâhire’den icâzet (diploma) aldı. Muhib bin Şahne’den de Kâhire’de istifâde etti ve onunla birlikte Haleb’e döndü. Ayrıca kırk büyük âlimden icâzet (diploma) aldı. Akranlarından çok ileri oldu. Tefsîr, hadîs, usûl, fıkıh, nahiv, kelâm, mantık ilimlerinde iyi yetişip büyük bir âlim oldu ve kıymetli eserler yazdı, ilim yaymağa koyuldu. Ondan çok kimseler istifâde etti. Dört mezhebin âlimleri ondan ilim öğrendi. Hanefî âlimlerinden Takıyyüddîn Şems, Zeynüddîn, İbn-i Kâsım ve Seyfüddîn, Şafiî mezhebinde İbn-i Hıdır, Münâvî ve Ververî, Mâlikî mezhebinden Ubâde, Tâhir ve Karâfî, Hanbelî mezhebinden de Cemâl bin Hişâm ondan ilim tahsil edenler arasındadır.
İbn-i Hümâm, tasavvuf ehlinin kavuştuğu mertebe ve makamlara da ulaştı. Keşf ve kerâmetleri görüldü. Bir müddet insanlardan ayrı kaldı. Âlimler kendisine yalvarıp; “Bu inzivân sona ersin, insanların senin ilmine çok ihtiyâcı var” dediler, İbn-i Hümâm, bir süre Mensûriyye, Eşrefiyye ve Şeyhûniyye medreselerinde fıkıh dersleri verdi. Mensûriyye Medresesi müderrisliğine ta’yin edildi.
İbn-i Hümâm, çok tevâzu sahibi idi. Birgün Alâüddîn el-Buhârî’nin ilim meclisine geldi ve meclisin en arka tarafına oturdu. Bu durumu fark eden Alâüddîn, yerinden kalkıp yanına geldi ve; “Senin yerin burası değildir. Baş köşeye buyurun, bu kadar tevâzuya lüzum yoktur. Zira bizler senin derecen ile şeref duyarız. Meclislerde baş köşeye teşrîfini isteriz” dedi.
İbn-i Hümâm, birçok eser yazdı. Bunlardan ba’zıları şunlardır, 1- Feth-ül-kadîr Hidâye adlı fıkıh kitabına yaptığı şerh olup, çok kıymetlidir. 2-Tahrîr: Usûl ilmine dâir bir eserdir. Bu eserin İbn-i Emîr Hac tarafından yapılan şerhi de çok kıymetlidir. 3- Zâd-ül-fakîr: Namazla ilgili mes’eleler hakkında yazılmıştır. 4- Şerhu bedî’un-nizâm İbn-i Sa’âti, 5- Fevâtih-ül-efkâr fî şerhi Remeât-il-envâr, 6- El-Müsâyerâtü fil akâid-il-münciyeti fil-âhıreh (Matbûdur). Ayrıca, “Sübhânallahi ve bi hamdihi”nin i’râbı hakkında bir risalesi vardır.
İbn-i Hümâm, Tahrir adlı eserinde buyuruyor ki: “Dört mezhebten birisine uymak vâcibdir. Bunlardan birine uymıyanın Ehl-i sünnetten olmadığında âlimler sözbirliği ettiler.
Bir işi bir mezhebe göre yaparken, başka bir mezhebi de taklid etmesi, iki mezhebde de bâtıl olacak birşey yapmamak şartı ile caiz olur. Abdest alırken, Şafiî mezhebini taklid ederek uzuvlarını ovmayan kimse, hanımına eli değince, Mâlikî mezhebine göre abdest bozulmadı diyerek namaz kılsa, bu namazı bâtıl olur. Çünkü, abdesti her iki mezhebe göre sahih değildir.”
Feth-ül-kadîr kitabından ba’zı bölümler:
“Müftînin müctehid olması lâzımdır. İctihâd derecesine yükselmiş âlim olmıyan din adamı müftî olamaz. Müctehid olmıyan din adamı müftî yapılırsa, bunun, müctehidlerin bildirdiklerini okuyup, öğrenip, bunları söylemesi lâzımdır.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-10, sh. 264
2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-8, sh. 127
3) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 297
4) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 166
5) Miftâh-üs-se’âde cild-2, sh. 132
6) Fevâid-ül-behiyye sh. 180
7) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 201
8) El-A’lâm cild-6, sh. 255
9) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh. 236, 358, 882, 945 cild-2, sh. 1040, 1292, 1666, 2034
10) Brockelmann Gal-2, sh. 225 Sup-2, sh. 91
11) Tam ilmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. 43, 114, 241, 782, 1018
12) Fâideli Bilgiler sh. 29, 136
13) Rehber Ansiklopedisi cild-8, sh. 30