Hadîs, târih ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Abdürrahîm bin Muhammed bin Abdürrahîm bin Ali bin Hasen bin Muhammed bin Abdülazîz olup, lakabı İzzüddîn’dir. 759 (m. 1358) senesinde Kâhire’de doğdu. 851 (m. 1448) senesi Zilhicce’nin onaltısında, Cumartesi günü vefât etti. Bâb-ün-Nasr musallasında cenâze namazı kılındı. Sa’îd-üs-Suâdâ’da, Sâfiyye mıntıkası denilen yere defn olundu.
İbn-i Furât, Kâhire’de büyüdü, önce Kur’ân-ı kerîmi, sonra Umde, Bidâye ve daha başka kitapları ezberledi. 771 (m. 1369) senesinde, bu ezberlediklerini, Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden; Sirâcüddîn Hindî, Ekmelüddîn, Sadrüddîn Muhammed Hafîd, Alâüddîn Türkmânî, Şemsüddîn Trablusî, Ebû Bekr bin Tacir, Şemsüddîn Muhammed bin Sâig, Muhammed bin Şükri’nin, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden; Ziyâüddîn bin Sâdullah, Kazvînî, Kelâî, Bülkînî, İbn-i Mülakkın, Ebnâsî, Muhammed bin Ahmed Şâmî; Bedrüddîn Hasen bin Alâüddîn Konevî, Sadrüddîn Münâvî, İsmâil bin Hızır, Muhammed bin Ebü’l-Bekâ es-Sübkî’nin, Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerinden; İbn-i Merzûk el-Kebîr, Şerefüddîn bin Asker el-Bağdâdî, Hamza bin Ali el-Hüseynî, Burhânüddîn Ahnâî, Ahmed bin Ömer bin Ali’nin, Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerinden; Alâüddîn Ali bin Muhammed Kemânî, Şemsüddîn Zerkeşî, Muhammed bin Abdullah el-Makdisî, Süleymân bin Ahmed Kenânî’nin huzûrunda okudu.
İbn-i Furât, fıkıh ilmini; Kâdı Şerefüddîn bin Mensûr ve Cemâlüddîn Malatî’den, nahiv ilmini Muhibbüddîn bin Cemâlüddîn’den, hadîs ilmini Zeynüddîn Irâkî’den öğrendi. Ayrıca; Şihâbüddîn bin Necmüddîn, Bedrüddîn bin Cûhî, İbn-i Umeyk, Şahtâbî, Beyânî, İbn-i Atâullah el Hanefî, Salâhüddîn bin Ebû Ömer, İbn-i Beşâre, Ahmed bin Abdülkerîm el-Ba’lî, İbrâhim bin Ahmed, Ahmed bin İbrâhim es-Sekenderi, Zitâvî, Kirâtî, Safdî, Tâcüddîn Sübkî, Kirmânî Sûkî Menhecî, Ali bin İbrâhim Seyhûnî’den icâzet (diploma) aldı. İcâzet aldığı hocalarının sayısı ikiyüzotuz civarındadır.
Sehâvî, onun hakkında şöyle demektedir: “Ben İbn-i Furât’ın yanında uzun müddet kaldım. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etti. Ben de onları yazdım. Elhamdülillah, ondan benim kadar çok ilim öğrenen birini bilmiyorum.”
İbn-i Hacer-i Askalânî onun hakkında; “Şam ve Mısır’ın büyük âlimleri ona icâzet (diploma) vermiştir. O, Mısır bölgesinin, danışma merciidir” demiştir.
Bukâî de onun hakkında şöyle der: “O, asâlet sahibi, kadılığı övülmüş, mazbut ve âlimler yetiştirmiş bir ailedendir. Yazdığı eserler, zekâsının keskinliğine delîldir.”
İbn-i Furât; seçkin, fazilet sahibi, kendi hâlinde ve insanlardan uzak kalan, sakin tabiatlı, ağır başlı, hadîs ilminde güvenilir, doğru bir zât idi. Kendisine sorulan en zor mes’eleleri çözümlerdi ve onları açıklardı. Talebeler, uzak beldelerden ondan ders almak için gelirlerdi. Ondan ders alanlar, çoluk-çocuğuna yetecek kadar nafaka yardımı yapmak istedikleri zaman, bunu kabûl etmemiş; “Ben, ders verme karşılığı olarak ücret almam” demiştir. 811 (m. 1408) senesinde Emîn Trablusî’nin yerine kadılık vekâletinde bulundu. 826 (m. 1423) senesinde hacca gitti.
İbn-i Furât, birçok eser yazdı. Bunlardan ba’zıları şunlardır: 1- Tezkiret-ül-enâm fin-nehyi anil-kıyâm, 2-Nûhbet-ül-fevâid-il-müstenticeti min kitabı Ikd-ül-kalâid fî halli kayd-is-serâid, 3- Manzûmet-ül-fevâid.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 212
2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-4, sh. 186
3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 562
4) Brockelmann sup-2, sh. 11
5) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh. 127 cild-2 sh. 11