İBN-İ FEHD (Ömer bin Muhammed)

Hadîs âlimi ve tarihçi. İsmi, Ömer bin Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Abdullah bin Fehd el-Hâşimî el-Mekkî’dir. Künyesi Ebü’l-Kâsım olup, “İbn-i Fehd” diye meşhûr oldu. Lakabı Sirâcüddîn idi. 812 (m. 1409) senesi Cemâzil-âhır ayının sonlarında Mekke’de dünyâya geldi. Küçük yaşta ilim tahsiline başladı, ilim öğrenmek için; Mısır, Şam, Hama, Medine, Mekke ve daha birçok yerlere seyahatler yaptı. Hadîs ve târih ilimlerinde büyük bir âlim oldu. Şafiî mezhebi fakîhlerindendir. 885 (m. 1480) senesi Ramazan ayında Mekke’de vefât etti.

İsminin Ömer olmayıp, “Muhammed” olduğu da kaynaklarda zikredilmektedir, önce Kur’ân-ı kerîmi, sonra da babasının hadîs ilmine dâir yazdığı bir kitabı ezberledi. Hanbelî âlimi Hırakî’den ferâiz ilmini öğrenirken, okuduğu kitabı da ezberlemişti. Babası onu Şafiî âlimi olarak yetiştirdi. “Minhâc” kitabının ilk yarısını, İbn-i Mâlik’in “Elfi” adlı eserinin üçtebiri kadarını, Irâkî’nin “Elfiye” kitabının yarısını ezberledi, önce, onu babası okuttu. Mekke’deki birçok âlimin derslerinde onu hazır bulundurup, hadîs-i şerîf derslerini dinletti. Zeyneddîn Ebû Bekr el-Merâgî, Zeyneddîn Abdürrahmân ez-Zerendî, Cemâleddîn bin Zâhire, akrabası Kemâleddîn Ebü’l-Fadl Muhammed bin Ahmed, Ebü’l-Berekât, Zâhire bin Hüseyn, Fethuddîn Muhammed bin Muhammed bin Muhammed el-Mahsûnî, Zeyneddîn Muhammed bin Ahmed et-Taberî, Abdullah bin Sulh eş-Şeybânî, Şemseddîn bin Muhibbullah el-Makdisî gibi âlimlerin derslerinde hazır bulundu. Mekke’de; Veliyyüddîn Irâkî, İbn-i Selâme, İzzeddîn Muhammed bin Ali el-Kudsî, Abdürrahmân bin Tûlûbuğa, Şemseddîn Sami, İbn-i Cezerî, Necmeddîn bin Had, Cemâleddîn Muhammed bin Hüseyn el-Kâzerûnî Şerâfüddîn Ebû Abdullah el-Fâsî, Tâhir el-Hocendî gibi âlimlerden hadîs-i şerîf dinledi. Birçok beldenin âlimleri ona icâzet verdiler. Bunlar Şam’dan; Şihâbüddîn bin Hacı Şihâbüddîn-i Hasbânî, Cemâleddîn bin Şerâyihî, Abdülkâdir-i Ermevî, Kudüs’den; Burhâneddîn bin Ebû Mahmûd, Bedreddîn Hasen bin Mûsâ el-Hibrâvî, Kâhire’den; Şerefüddîn ilmi Küveyk, İzzeddîn bin Cemâ’a, Celâleddîn-i Bülkînî, Cemâleddîn-i Hanbelî, Şemseddîn-i Bilâlî, İskenderiyye’den; Bedreddîn bin Demâmînî, Tâceddîn bin Tensî, Kemâleddîn bin Hayreddîn, Haleb’den; İzzeddîn el-Hâdırî, Humus’tan; Şemseddîn Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed es-Sübkî, Hama’dan; İzzeddîn İbni Hatîb-üd-Dehşe, Ba’lebek’ten; Tâceddîn bin Berdes, Şemseddîn bin Yünûniyye, Zebîd’den (Yemen’den); Mecdüddîn-i Lügavî, Nefs-ül-ulvî, Muvaffakuddîn Ali bin Ahmed el-Hazrecî, Ahmed bin Ali bin Şaddâd, Te’az’dan; Cemâleddîn bin Hayyât ve daha başka birçok beldenin âlimlerinden icâzet aldı.

İlimle çok meşgûl oldu. Beldesinde az okudu. 835 (m. 1431) senesinin baharında Kâhire’ye gitti. Orada Rukb-ül-Mürî’nin sohbetlerine devam etti. Buradan Medîne-i münevvereye geldi. Orada üç gün kaldı. Fakat kimseden birşey işitmedi. Kâhire’ye gelişi, bunu ta’kib eden Muharrem ayının ondördüncü günü idi. Burada, Vâsıtî, Bedreddîn Hüseyn Bûsayrî ve başka âlimlerden hadîs-i şerîf dinleyip derslerinde bulundu. Büyük âlim İbn-i Hacer Askalânî’den hiç ayrılmadı. Ondan çok ilim tahsil edip, kendisini yetiştirdi. O senenin Ramazan’ında Kâhire’den ayrılıp Şam’a geldi. Gazze’de Şemseddîn Memlûk-i Ayâsî’den, Halîlürrahmân’da Şemseddîn-i Tedmüri’den, Kudüs’de Zeyneddîn-i Kabâbî’den, Remle’de İbn-i Rislân’dan çok hadîs-i şerîf dinledi. Hâfız İbn-i Nâsıruddîn’den faydalanıp, ondan çok ilim almıştır. Onunla beraber memleketinden ayrılıp, Haleb’e gittiler. Bu zât, büyük hadîs âlimi olup, yüksek faziletlerle süslenmişti. O, hem seyyid, hem de şerîf idi. (Ya’nî Resûlullahın (s.a.v.) mübârek nesebindendir.) Babası da yüksek bir âlim idi.

İlim ve yaş bakımından kendisinin akranı olan âlimlerden ve büyük âlimlerden de ilim tahsîl etti. Şemseddîn-i Sehâvî’nin bütün kitaplarını kendisinden okudu.

İbn-i Fehd’den birçok âlim, çeşitli konulardaki hadîs-i şerîfleri dinleyip öğrendiler. O, Ehl-i beytin faziletlerini bildiren hadîs-i şerîfleri toplamıştı. Hadîs ilmini öğrenmek için uzun ve yorucu seyahatlerinde, ondan birçok kimse hadîs-i şerîf dinledi. Şam, Haleb ve diğer şehirlerde birçok âlimden yazarak da hadîs-i şerîf almıştı. Ondan birçok âlimler, çeşitli meşhûr hadîs kitaplarını okudular ve hadîs-i şerîf rivâyet ettiler. Herkes onu medheder, överdi. Te’lîf ve tahric ettiği eserler çoktur.

Eserlerinin başlıcaları şunlardır: 1- İttihâf-ül-vera’ bi ahbâri ümm-il-kurâ: Resûlullah (s.a.v.) efendimizin doğumundan, müellifîn zamanına kadar cereyan eden hadiseleri anlatır. 2- Bezl-ül-cehd fî men sümmiye bi “Fehd” ev “İbn-i Fehd”, 3- Et-tebyîn bi terâcüm-it-taberiyyîn, 4- Tezkiret-ün-nâsî bi evlâd-i Ebî Abdullah-il-Fâsî, 5-Es-Sırr-üz-zâhiri bi evlâd-i Ahmed-in Nüveyrî, 6- Nûr-ül-uyûn bimâ teferreka minel-fünûn, 7- El-meşârik-ül-münîrefi zikr-i Benî-Zahîre, 8- Kitâb-ül-müdellesîn, 9- Zeyl-i Târih-i Mekke: Takıyyüddîn-i Fâsî’nin eserine zeyldir. 10- El-Lübâb fıl-elkâb.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-6, sh. 126, 130

2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 318

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 794

4) El-A’lâm cild-5, sh. 63