İBN-İ DEMÂMÎNÎ (Muhammed bin Ebî Bekr)

Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Arab dili ve edebiyatını da çok iyi bilirdi. İsmi, Muhammed bin Ebî Bekr bin Ömer bin Ebî Bekr bin Muhammed bin Süleymân bin Ca’fer el-Kureşî’dir. Lakabı Bedreddîn olup, İbn-i Demâmînî diye meşhûrdur. 763 (m. 1362) senesinde İskenderiyye’de doğdu. 827 (m. 1424) senesinde, Hindistan’ın Kelbercâ şehrinde vefât etti.

İskenderiyye’de; Behâeddîn bin Demâmînî, Abdülvehhâb Karavî ve başka âlimlerden, Kâhire’de; Sirâcüddîn bin Mülakkın, Mecdüddîn İsmâil Hanefî, Mekke’de; Kâdı Ebi’l-Fadl Nevîri, İbn-i Haldûn ve daha pekçok âlimden ilim tahsil etti. Kendi memleketinde de, zamanının büyük âlimlerinin derslerine uzun zaman devam etti. Hâfızasının kuvveti ve bir konuyu çabuk kavrama kabiliyeti ile, Arab dili ve edebiyatı ve fıkıh ilminde kısa zamanda mahir oldu. İskenderiyye’de ba’zı medreselerde ders verdi. Yine orada İbn-i Tûnusî’nin yerine kadılık vekâletinde bulundu. Buradan Kâhire’ye geldi. Kâhire’de kadılık yaptı. Ezher Câmii’nde nahiv okuttu. 800 (m. 1397) senesinde amcasının oğlu ile beraber Dımeşk’a, oradan da hacca gitti. Medîne-i münevverede Peygamber efendimizi (s.a.v.) ziyâret etti. Hac ibâdetini yerine getirdikten sonra, memleketi olan İskenderiyye’ye geri döndü. Burada İskenderiyye Câmii’nde hatîblik vazîfesi yaptı. Ayrıca ticâretle meşgûl olurdu. Bu sayede malları bir hayli çoğaldı. Ba’zı hâdiseler yüzünden İskenderiyye’den ayrılıp Sa’îd beldesine, buradan da Kâhire’ye gitti. Kâhire’de durumu iyileşti. Melik Müeyyed tarafından iyi karşılandı. Mısır Mâlikî kadılığına getirildi. 819 (m. 1416) senesi Şevval ayına kadar Kâhire’de ikâmet etti. Aynı sene tekrar hacca gitti. Hac ibâdetini yaptıktan sonra Yemen’e gitti. Yemen’de, Zebîd. Câmii’nde ders verdi. Zeynüddîn Ubâde ondan ilim öğrenenlerdendir, İbn-i Demâmînî, Zebîd’den deniz yoluyla Hindistan’a geçti. Hindistan’da çok iyi karşılandı ve hürmet gördü. Burada pekçok kimse İbn-i Demâmînî’den ilim öğrendiler. Vefât edinceye kadar burada yaşadı. Zehirlenerek öldürüldüğü söylenmektedir.

Edebiyat ile ilgili ilimlerde, şiir söylemede pek mahir idi. Hüsn-i hat (güzel yazı yazma) san’atında da usta idi. Yazdığı eserlerden ba’zıları şunlardır: 1- Tuhfet-ül-garîb fî haşiyeti mugn-il-Lebîb, 2- Mesâbîh-ül-Câmi’, 3- Şerh-ut-Teshîl, 4- Şerh-ül-Hazreciyye, 5-Cevâhir-ül-buhûr fil-arûz, 6-Nüzûl-ül-gays, 7- El-Fevâkıh-ül-bedriyye, 8- Ayn-ül-hayât muhtasaru Hayât-il-hayvân lid-Demîri, 9- Feth-ur-Rabbânî fil-hadîs, 10- El-Uyûn-ül-gâmize, 11- Şems-ül-magrib, 12-Izhâr-ut-ta’lil-il-mugallak, 13- Dîvân, 14- El-Menhel-üs-safî.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-9, sh. 115

2) El-A’lâm cild-6, sh. 57

3) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-7, sh. 174, 175

4) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 181, 182

5) Neyl-ül-ibtihâc (Dîbâc kenarında) sh. 287, 288

6) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 66

7) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 185