Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Arafe el-Vergamî et-Tûnusî olup, künyesi Ebû Abdullah’tır, İbn-i Arafe diye meşhûr oldu. 716 (m. 1316) senesi Receb ayının yirmiyedisinde Tunus’ta doğdu. 803 (m. 1401) senesi Cemâzil-âhır ayının yirmidördünde, Tunus’ta vefât etti.
İbn-i Arafe; fıkıh, usûl, kelâm, mantık, beyân ve başka ilimlerde âlim idi. Fıkıh ilmini; Kâdı Ebû Abdullah bin Abdüsselâm el-Hevârîden öğrendi. Usûl ve kırâat ilimlerini; Ebû Abdullah Muhammed bin Muhammed bin Hasen İbni selâme el-Ensârî’den okudu. Babası ve Ebû Abdullah el-Iylî İbni Sa’d bin Bezzâl, İbn-i Hârûn el-Ken’ânî, İbn-i İmrân bin el-Cübâb, İbn-i Süleymân en-Nabtî el-Fâsî, Ahmed bin Abdullah bin Muhammed er-Rasâfî’den hadîs-i şerîf dinledi. Aklî ve naklî ilimlerde Ustün bir dereceye yükseldi. Magrib’de fetvâ mercii (kendisine danışılan, fetvâ istenen) zât oldu. İlim öğretmekte herkesten öne geçti. Ders okutmaktan usanmazdı. Kuvvetli îmân sahibi olup, talebeye çok ihsân ve iyilikte bulunurdu, icâzet (diploma) verdiklerinin icâzetnamelerine; “Allahü teâlâ, beni ve bu diploma sahibini fâideli ilim ehlinden eylesin” diye yazdırırdı. Vefâtından sonra, orada onun gibisi görülmedi.
Çok talebe yetiştirdi. Seyyîd Şerîf, Ebü’l-Fadl es-Silâvî, Kâdı Ebû Mehdî Îsâ el-Gabrinî el-İmâm-ül-Ebî, El-Hâfız el-Berzelî, İbn-ül-Hatîb el-Kastînî, İmâm İbn-ül-Merzûk el-Hafîd, Ebü’t-Tayyib İbni Alvân, Kâdı Ebû Abdullah el-Kaleşânî ve oğlu Kâdı Ebû Abdullah el-Kaleşânî, el-Hâc Ebü’l-Abbâs Kalkaşandî ve oğlu Kâdı Ebü’l-Abbâs, Kâdı Ebû Mehdî Îsâ el-Vânûgî, Ebû Abdullah Muhammed bin Ömer el-Vânûgî, Kâdı Ebü’l-Abbâs Ahmed, Şeyh Ebû Abdullah bin Kalıl, Hâfız Ebü’l-Kâsım el-Abdûsî el-Fâsî, İbn-i İkâb el-Cüzâmî, Ebü’l-Abbâs Ahmed el-Besîlî, Kâdı Ebû Yûsuf Ya’kûb Zagbî, Emîr Ebû Abdullah Muhammed el-Hafsî, İbn-üs-Sultan Ebi’l-Abbas, Kâdı Ebü’l-Kâsım bin Nâcî, Ebû Yahyâ bin Akîbe el-Kâfsî, Edîb Ebû Abdullah bin Ca’l, Seyyîd eş-Şerîf es-Sakalî et-Tabîb, el-İmâm eş-Şerîf Acîsî, Müftî Ebû Abdullah Muhammed ez-Zeydûnî ve bunlar gibi daha birçok talebe yetiştirdi. Magrib âlimlerinin çoğu, onun veya talebelerinin talebeleridir.
İbn-i Cezerî, Tabakât-ül-Kurrâ kitabında onun hakkında; “O, Tunus’un hatîbi, âlimi, imâmı idi. Birçok ilim dalında mütehassıs oldu. Fıkıh, nahiv, tefsîr ve başka ilimlerde üstün dereceye yükseldi. Magrib diyarında ondan faziletli bir zât görmedim” demektedir.
Salâh el-Ekfehesî onun hakkında; “İbn-i Arafe, fıkıh öğrendi. Usûl ve fürû’, Arab dili ve edebiyatı, me’ânî, beyân, ferâiz, matematik, kırâat ilimlerinde üstün dereceye yükseldi. Vera’, zühd ve takvâda zamanında onun gibisi yoktu, ilim ile meşgûl oldu. Talebe yetiştirdi. İnsanlar, akın akın onun ilim meclisine koştular ve çok istifâde ettiler. Magrib’de, onun gibi ilimleri kendinde toplamış birisi yoktu. Yakın-uzak her yerden fetvâ sormaya gelirlerdi” demektedir.
Şey Ebû Abdullah er-Rasâ’ ise onun hakkında; “O, Şeyh-ül-İslâm, allâme bir zât olup, babası da âlim, kâmil, sâlih birisi idi. Oğluna ders verdi ve duâda bulundu. Medîne-i münevverede vefât ettiği gece dahî, teheccüd namazından sonra oğluna duâ etti.
Babası, teheccüd namazını kıldıktan sonra, Resûlullahın (s.a.v.) üzerine salât ve selâm getirir ve sonra da; “Yâ Resûlallah! Muhammed bin Arafe’yi himâyende bulundur” derdi. Bu duâ sebebiyle, İbn-i Arafe’nin üzerinde bereket alâmetleri zâhir oldu. Babası gönül ehli bir zât idi. Hatîb Veliyyullah Halîlî Mekkî ile görüşüp, sohbetlerinde bulundu. Oğlu için de duâ istedi” demektedir.
İbn-i Arafe, çok ibâdet ederdi. Namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibâdetlerin edeblerine dahî uymayı kendine vazîfe bilirdi. 750 (m. 1349) senesinde, Büyük Câmi’de İmâm ve hatîb oldu. 773 (m. 1371) senesine kadar bu vazîfede kaldı, ömründe, namazına mâni olacak hiçbir özrü olmadı. Çok hac etti. Dünyâ ve âhıret hayırlarını cem’ etmiş (toplamış) idi. Her zaman, önceki âlimlerden bahseder, delîllerini Selef-i sâlihînden getirirdi.
Talebesi İmâm Ubey şöyle demektedir: “Bizim hocamızda, küçüklüğünden beri sûret ve kemâlin güzelliği vardı. Allahü teâlâdan çok korkardı. Ömrü boyunca “Yâ Rabbî! İslâm dîni üzere rûhumu al” diye duâ etti. Sevdiklerinden birine birşey verip; “Bunu evlâdına götür, îmân ile vefâtım için duâ etsin. Ümid ediyorum ki, Allahü teâlâ çocukların duâsını kabûl eder” buyururdu.”
İbn-i Arafe, çok eserler yazdı. Bunlardan ba’zıları şunlardır: 1-El-Muhtasar-ül-kebîr (Mâlikî mezhebi fıkhına dâir), 2-El-Muhtasar-üş-Şâmil, 3-Muhtasar-ül-fevâid, 4-El-Mebsût, (Fıkha dâir yedi cild), 5-Et-Turûk-ül-Vâdiha fî amel-il-münâsaha, 6-El-Hudûd, 7-El-Hidâyet-ül-kâfiye.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-1, sh. 285
2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-9, sh. 242
3) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 38
4) El-Bustân sh. 190
5) Neyl-ül-ibtihâc sh. 274
6) El-A’lâm cild-7, sh. 43
7) Keşf-üz-zünûn cild-2, sh. 1246, 1582, 1626
8) Brockelmann Gal-2, sh. 247 sup-2, sh. 347