İBN-İ AMMÂR

Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Ammâr bin Muhammed bin Ahmed el-Kâhirî el-Mısrî olup, künyesi Ebû Yâser ve Ebû Şâkir’dir. Lakabı Şemseddîn olup, daha çok İbn-i Ammâr diye tanınır. 768 (m. 1367) senesi Cemâzil-âhır ayının yirmisine rastlayan Cumartesi günü, ikindi ezanı okunurken Mısır’da Kâhire’de doğdu. Doğumu, 758 (m. 1357) veya 767 (m. 1365) senesi olarak da rivâyet edilmiştir. 844 (m. 1441) senesi Zilhicce ayının 14. Cumartesi günü, Kâhire’de vefât etti.

Babasının yanında ve himâyesinde büyüyüp yetişen İbn-i Ammâr, önce Kur’ân-ı kerîmi, daha sonra; Umde, Şâtıbiyye, Elfiyet-ül-hadîs ve Elfiyet-ün-nahv, Risâlet-ül-fer’ıyye, Muhtasar-ı İbn-i Hâcib ve bunlar gibi daha başka kitapları ezberledi. Ezberlediklerini; Takıyyüddîn Abdürrahmân bin Bağdadî, İbn-i Merzûk, Sadruddîn Münâvî, Ziyâüddîn Afifi, Nasrullah el-Kinânî, Bülkînî, Gamârî ve Nûreddîn ed-Demîri gibi âlimlere okudu. Karâfe’de meşhûr bir zaviyenin sahibi olan Veliyyüddîn Abdullah el-Cebertî’den icâzet (diploma) aldı. Fıkıh ilmini Ebû Abdullah İbni Arafe’den öğrendi. İlim öğrenmek maksadıyla, İskenderiyye ve başka yerlere gitti.

Tenûhî, Süveydâvî, Tâcüddîn İbn-ül-Fasîh, İbn-ül-Mülakkın, Muhibbüddîn bin Hişâm ve daha başka âlimlerden okudu. Hadîs, usûl, fıkıh, sarf ve nahiv gibi ilimlerde yüksek âlim oldu. Tasavvuf yoluna da intisâb edip, Muhammed Mugayribî ve Ebû Abdullah Muhammed ed-Dekkâlî’den feyz aldı. Zamanında bulunan âlimlerin ve evliyânın önde gelenlerinden oldu.

İlim tahsilini tamamlayıp müderris olan İbn-i Ammâr, çeşitli yerlerde talebelere ders vermeye başladı. Câmii Tûlûn, Müslimiyye, kubbet-üs-Sâlih, Berkûkiyye, Zâviye-i Cebertî ve daha başka medreselerde talebe okuttu. Bir müddet Amr bin As (r.a.) Câmii civarında kaldı. Mısırlılar kendisinden çok istifâde ettiler. Şemseddîn-i Medenî’den sonra bir müddet kadılık yaptı. 785 (m. 1383) senesinde hacca gitti. Kudüs’de bulunan Beyt-ül-makdîs’i de ziyâret etti.

İbn-i Ammâr (r.a.); güzel ahlâk sahibi, herkesle iyi geçinen, herkese yumuşaklık ve kolaylık gösteren bir zât idi. Sâlihleri, hakîkî İslâm âlimlerini çok severdi. İ’tikâdı düzgün olup, Ehl-i sünnet ve cemâat i’tikâdında idi. Sözleri hâl ve hareketleri ile devamlı olarak emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapardı. Her ân Allahü teâlâya yönelmiş vaziyette idi. Çok duâ ve niyazda bulunurdu. Birçok güzel huyları kendisinde toplamış olan yüksek bir zât idi.

Kâdılık yaptığı müddetçe, hiçbir kimseden hiçbir hediye ve başka birşey kabûl etmedi. Bir hüküm verdiği zaman, o hükmü mutlaka yerine getirirdi. Bunu yaparken büyük ve küçük ayırımı yapmazdı.

844 (m. 1441) senesi Zilhicce ayının ondördüncü günü olan Cumartesi günü Kâhire’de vefât etti. Cenâze namazı Bâb-ün-nasr’da kılındı. Cenâze namazını İbn-i Hacer-i Askalânî kıldırdı. Cenâze namazı; çok kalabalık bir cemâat tarafından kılındı. Gökay türbesine defnedildi.

İbn-i Ammâr hazretlerinin yazmış olduğu kıymetli eserlerden ba’zılarının isimleri şunlardır: Ahkâm, zevâl-ül-mâni’ an şerhi cem’ul-cevâmi’, Şerhu Elfiyet-ül-Irâkî, Şerhu muhtasarı İbn-i Hâcib, Gâyet-ül-ilhâm fî şerhi Umdet-ül-İslâm, Kâfi fî şerh-ıl-mugnî li İbn-i Hişâm, Müntehe-el-merâm.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-8, sh. 232

2) Mu’cem-ül-müellifîn cild-11, sh. 74

3) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 254

4) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 203

5) El-A’lâm cild-6, sh. 311

6) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 194

7) İzâh-ül-meknûn cild-1, sh. 364, cild-2, sh. 574, 614

8) Keşf-üz-zünûn sh. 407, 1170, 1288, 1754