HATÎBÎ (Hasen bin Ali)

Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. Hasen bin Ali Hasen es-Serahsî el-Ebyürdî’dir. Künyesi Ebû Muhammed, lakabı Hüsâmeddîn’dir. 761 (m. 1360) senesinde Ebyürd’da doğdu. 816 (m. 1413) senesinde Yemen’de Tâ’iz şehrinde vefât etti.

Dedeleri, Serahs’dan gelip Ebyürd’a yerleşmişti. Ebyürd’da doğup büyüdü. O ve babası hatîb olarak bilinirlerdi. Bunun için ona Hatîbi denildi. Daha küçük yaşta zamanının âlimlerinden ilim tahsiline başladı. Babası, onun aklî ilimlerle uğraşmayıp, din ilimlerine öncelik vermesini, daha sonra da aklî ilimleri öğrenmesini arzu ederdi. Din ilimlerini öğrendikten sonra, aklî ilimleri öğrenmesine de müsâade etti. Şark’ta yetişen İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan Sa’düddîn Teftâzânî hazretlerinin derslerine devam etti. Bu büyük âlimden çok istifâde etti. 783 (m. 1381) senesinde Bağdad’a gitti. Orada Şihâbüddîn Ahmed el-Kürdî’den fıkıh ilmine dâir Hâvî ve Gâyet-ül-Kusvâ kitaplarını okudu. Yine orada Şemsüddîn Kirmânî’nin derslerine devam etti. Bağdad’da bulunduğu süre içinde, bu iki âlim ve daha başkalarından ders alarak bilgisini arttırdı. 793 (m. 1391) senesinde Horasan üzerinden hacca gitmek istedi. Fakat ba’zı sebeplerle hacca gitmesi mümkün olmayarak, orada ikâmet etti. Horasan’da, Nûreddîn Abdurrahmân bin Efdalüddîn el-İsferâînî’den hadîs kitaplarının en kıymetlilerinden olan “Sahîh-i Müslim”i okudu. Bir ara Horasan’dan ayrıldıysa da, tekrar geri döndü. Buradan Kazvîn’e gitti. Orada Şerefüddîn Kazvînî’den ilim öğrendi. Nûreddîn Şalkânî’nin sohbetlerinde bulundu. Bu zât, keşf ve kerâmet sahibi olup, tasavvuf büyüklerinden biri idi. Ahmed bin Ebi’l-Fedâil Nasrullah Muhammed Kazvînî’den de hadîs-i şerîf ilimlerini tahsil etti. Horasandan İsfahan’a gitti. Orada Mahmûd Râşibânî’den matematikle ilgili ilimleri, astronomi ilmine âit “Tezkire” kitabını okudu. İsfehan’dan Buhâra’ya geçti. Şemseddîn Muhammed bin Celâlüddîn el-Hâfızî’den “Buhârî” hadîs kitabının baş tarafından bir miktar okudu. Buhâra’dan da Semerkand’a ve Türkistan’a gitti. Bu şehirlerde bulunan âlimlerle görüşüp, onlardan da istifâde etti. Semerkand ve Türkistan civarındaki başka şehirlere de gitti. Âlimlerden istifâde etmek için birçok şehri gezdi. Buralardaki âlimlerden ilim tahsil etti. İlimde akranlarından çok ileri gitti.

784 (m. 1382) ve 814 (m. 1411) senelerinde iki defa hacca gitti. Son haccında, Harem-i şerîf civarında bir müddet ikâmet etti. Buradan da Yemen şehirlerinden olan Zebîd’e gitti. Zebîd ileri gelenleri tarafından, ona iyi muâmele gösterildi. Zebîd şehrinden Ta’iz şehrine gitti. Burada 816 (m. 1413) yılında hastalandı. Hastalıktan kurtulamayarak bir müddet sonra vefât etti. Cenâze namazına çok kalabalık bir insan topluluğu katıldı.

Süyûtî “Bugye”sinde Hatîbi için şöyle der: “Aklî ilimlerde büyük âlim idi. Mekke’ye, oradan Yemen’e gitti. Ba’zı medreselerde müderrislik vazîfesinde bulundu. “Rebî’ul-Cinân fil-Me’anî vel-Beyân” adlı bir kitap yazdı. Dînine çok bağlı, çok hayır ve hasenat yapan zühd sahibi bir kimse idi.” Kâdı Beydâvî’nin “Metâli’ul-Envâr” kitabı üzerine yazdığı şerhi çok kıymetlidir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-3, sh. 250

2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-3, sh. 109

3) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 120

4) Bugyet-ül-vuât cild-1, sh. 514

5) Keşf-üz-zünûn sh. 833, 1716

6) İnbâ-ül-gumr cild-2, sh. 24