ABDÜRRAHÎM EBNÂSÎ (Abdurrahîm bin İbrâhim)

Şafiî âlimlerinden. İsmi, Abdürrahîm bin İbrâhim bin Haccâc el-Ebnâsî el-Kâhirî’dir. 829 (m. 1426) yılında Kâhire’de doğdu. 891 (m. 1486)’da ishal hastalığından vefât etti.

Kâhire’de büyüdü. İlk tahsilini de orada yaptı. Kur’ân-ı kerîmi ezberledikten sonra, dînî ilimleri tahsile başladı. “Umde”, “Minhâc”, nahivden “Elfiye”yi ve daha bunlardan başka metin kitablarını ezberledi. Dav-ül-Lâmi’ kitabının sahibi Şemseddîn Sehâvî’nin hocası İbn-i Deyri, Bisâtî İbn-i Hümâm ve bunların hâricinde ba’zı âlimlerin huzûrunda okudu. İlim tahsiline başladığı ilk yıllarda, Arabcayı dayısı Şemseddîn Muhammed ve Fakîh Zeynüddîn Ebû Bekr Şenvânî’den öğrendi. Kâyâtî, Venâî, Burhan bin Hızır, Mahallî, Alâüddîn Kalkaşandî gibi âlimlerden fıkhı ilk öğrenenlerdendir. Bülkînî ve Menâvî’nin derslerine çok devam etti. Bu iki âlimden, fıkıh ilminde çok faydalandı. Usûl ilmini Şemsüddîn Şirvanî ve Venâî’den aldı. Arabî ilimleri; Ebedi, Şümünnî, Venâî ve Mahallî’den öğrendi. El-Hısnî ile karşılaşıp, bu âlimin derslerine uzun müddet devam etti. Keşşâf tefsirini, hâşiyeleriyle beraber Yûnus sûresine kadar okudu.

Şirvânî’den usûl ve mantık dersleri; Kâfiyecî’den; astronomi, geometri ve fen bilgilerini öğrendi. Ferâiz, matematik ve bunların kollarını ve cebir ilmini İbn-i Mecdî’nin talebesi Seyyid Ali’den aldı. Aruz san’atını da el-Ebedî’den ve daha başka âlimlerden aldı. Kâyâti’nin hadîs derslerine devam ederek, “Sahîh-i Müslim”, “Ebû Dâvûd” ve diğer meşhûr hadîs kitaplarını dinledi. Şemseddîn Sehâvî’nin hocasından rivâyet ve dirayete âit pekçok bilgiler duydu. “Nûhbe” kitabının şerhini de bu âlimden dinledi. 846 (m. 1442) senesinde “Nûhbe” şerhini ondan yazdı. Irâkî’nin “Elfiye”sini okudu. Sâlihiyye’de kırâat ilmine âit kitaplar okudu. Kâdî Iyâd’ın “Şifâ” ve “Şemail” kitablarını okudu. Zâhiriyye’de ve daha başka medreselerde “Buhârî” kitabını okudu. İbn-i Kesîr’den, Ezher imamından ve İbn-i Esed’den çeşitli dersler okudu. Bu âlimlerden hadîs-i şerîf rivâyetlerini dinledi. 859 (m. 1455) senesinde Kâhire’ye geldiğinde, nûr bin Yeftehullah’dan kırâat dersleri aldı. Buhârî’nin “Selâsîyât’ını bu âlimden okudu. Zeynüddîn Midyen ve kızkardeşinin oğlu ile görüştü. Ebû Safa bin Ebil-Vefâ’nın yanında İbn-i Fârıd’ın “Tâiyye Kasîdesi”ni okudu. Çeşitli ilimlerde mütehassıs ve asrının önde gelen âlimlerinden oldu. Sonra ders okutmaya başladı. Âlimler de ondan ders alırdı. Zamanla evine kapanarak, insanlarla zarûretsiz görüşmeyi terketti. Kalabalıktan kaçındı. Hattâ talebe okutmayı bile terketti. Babası tarafından te’min edilmiş olan az bir şeyle geçinirdi.

Hocası Takıyyüddîn el-Hısnî, 876 (m. 1471) yılında hacca gittiğinde, Şafiî fıkhını okutmak üzere onu yerine vekîl bıraktı. Zilka’de ayında iki gün ders verdi. Bu iki günde verdiği dersleri çok beğenildi. Bundan sonra devamlı orada ders vermesi istendi. Fakat bu mümkün olmadı. Haseniyye, Ebnâsiyye ve başka yerlerdeki medreselerde vekâleten müderrislik yaptı. Zeynüddîn bin Müshir, ona, medresesinde tefsîr müderrisliği yapmasını teklif etti. Çeşitli olaylar hakkında ondan fetvâ istediler. O da sorulan suâllere cevaplar verdi. Ba’zı kitaplara hâşiyeleri ve ta’likleri (açıklamaları) vardır. “El-A’mâlü binniyyâti” hadîs-i şerîfine dâir güzel açıklamaları vardır. Hattâ bunları nazım şekline çevirdi. Bir müddet sonra kendini ibâdete verdi. Vakitlerini ibâdet etmek, zikir yapmak, tasavvuf büyüklerinin yolunda bulunmak ve sâlih kimseleri ziyâret etmekle geçirdi. Birçok ileri gelen kimseler, ona bağlanarak uzun zaman sohbetinde bulunmakla şereflendiler. 885 (m. 1480) senesinde hacca gitti. Bisâti’nin torunu ile evli idi. Hanımı çok sâliha, sabırlı olup, ona çok hizmet ederdi. Hanımının vefâtından birkaç yıl sonra da kendisi hastalandı. Uzun zaman iyileşemedi. Nihâyet ishal hastalığından kurtulamayarak, ertesi gün vefât etti. Şeyh Şihâbüddîn Zâhir’in zaviyesi kapısında cenâze namazı kılındı. Babasının yanına defnedildi.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 201

2) Ed-Dav-ül-lâmi’ cild-4, sh. 164, 165