TÂCÜDDÎN KÜRDÎ

İznik Medresesi’nin ikinci müderrisi, fıkıh âlimi. Hakkında çok az bilgi bulunan Tâcüddîn Kürdî, Anadolu Selçuklu Devleti kâdı’l-kudâtlarından Sirâcüddîn Mahmûd Urmevî’den ilim öğrendi. Konya’daki diğer âlimlerden ve hocasının tavsiye ettiği kimselerden ilim tahsil etti. Akranları arasında derecesi çok yükseldi. Halk arasında ilmi ve irfanı ile meşhûr oldu. İznik şehrini fetheden genç Osmanlı Sultanı Orhan Gazi, İznik’te bir medrese yaptırıp, oraya ilim erbâbını da’vet etti. Âlimlere çok izzet ve ikramda bulundu. Bu âlimler arasında Dâvûd-i Kayserî Karamanî ve Tâcüddîn Kürdî de vardı. Dâvûd-i Kayserî’nin 750 (m. 1349) yılında vefâtından sonra, İznik Orhâniye Medresesi’ne başmüderris olarak Tâcüddîn Kürdî ta’yin edildi, insanlara ilim öğretip fetvâlar veren Tâcüddîn Kürdî hazretleri, Orhâniye Medresesi’nde birçok talebe yetiştirdi. Talebelerinden Kara Halîl’e kızlarından birini verdi. Sonradan Osmanlı veziri olacak olan Kara Halîl, Çandarlı Halîl Hayreddîn Paşa’dan başkası değildi. Kızlarından birini de çok önceden Edebâlî’ye vermişti. Tâcüddîn Kürdî, 751 (m. 1350) yılından sonra vefât etti. Onun vefâtından sonra, İznik-Orhâniye Medresesi müderrisliğine Alâüddîn Esved, ya’nî Kara Hoca diye bilinen âlim ta’yin edildi.

Tâcüddîn Kürdî, ilimde önder, ahlâkta güzel, insanlara emr-i ma’rûf yapmakta çok gayretli idi. Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için öğrenmiş olduğu güzel ve faydalı bilgileri, ya’nî Muhammed aleyhisselâm ve O’nun izinde gidenlerin yoluna dâir bilgileri, Allahü teâlânın rızâsı için öğretmekte çok gayretli idi. İnsanlara karşı çok cömert ve pek merhametli davranır, kalb kırmamağa, herkesi hoşnut etmeğe çok i’tinâ gösterirdi. Bu güzel ahlâkı sayesinde, herkes tarafından sevilir, nasîhatları dinlenirdi.

Tâcüddîn Kürdî’nin (r.a.), Orhan Gazi devrinde İznik ganîmetleri hakkında vermiş olduğu fetvâsı meşhûrdur. Bu husûsta şöyle anlatılır: Orhan Gazi, yıllarca İznik’i muhasara etti. Komutanlarından Lala Şahin Paşa’ya, muhasaraya devam etmesi emrini verip; “Göreyim seni, bir an önce kaleyi fethedersen, ganîmetler senin olsun” dedi. Lala Şahin Paşa da gayret gösterip, kaleyi bir an önce fethetti. Elde edilen ganîmetlerin de hepsine sahip oldu. Orhan Gazi, bunca malın devlet hazînesi dışına verilmesinde hatâ etmekten korktu. Tâcüddîn Kürdî hazretlerine müracaat edip, fetvâ sordu. Tâcüddîn Kürdî de ganîmetlerin devlet hazînesine kalmasını arzu ediyordu. Ancak Allahü teâlânın emri, verilen sözde durmayı îcâbettiriyordu. Fetvâyı da o yönde verip, ganîmetlerin Lala Şahin Paşa’da kalması icâbettiğini söyledi. Lala Şahin Paşa da, aldığı ganîmetleri, Orhan Gâzî’nin kullanacağı yerden başka yere harcamadı. Kirmasti kasabasında câmi, medrese, zaviye ve köprü yaptırdı. O da ganîmetleri, Allahü teâlânın dininin öğrenilmesi ve yayılması, müslümanların refah ve saadeti için harcadı.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 27