Hadîs ve fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Ebî Bekr bin İbrâhim bin Abdürrahmân bin el-Halebî’dir. Lakabı Şemseddîn olup, İbn-i Nakîb diye bilinir. Takriben 662 (m. 1263) senesinde Dımeşk’da doğdu. Şâmiyye Medresesi’nde müderris iken, 745 (m. 1344) senesi Zilka’de ayının onikinci Cum’a gecesi vefât etti.
Ahmed bin Ebî Bekr bin el-Hamevî; Ebü’l-Hasen bin el-Buhârî, Ebû Hâmid bin es-Sâbûnî, Ahmed bin Şeybân, Zeyneb binti Mekkî, Şerefüddîn Makdisî ve daha başka âlimlerden hadîs-i şerîf dinledi. İmâm-ı Nevevî’den ve Makdisî’den fıkıh ilmini öğrendi. İmâm-ı Nevevî’nin sohbetinde ve hizmetinde bulunarak, yüksek derecelere kavuştu. Kendisinden de; Cemâlüddîn bin Cümle ve Berzâlî hadîs-i şerîf dinledi. Burhânüddîn el-Ba’lî ve İbn-i Kesîr ilim öğrendi.
Humus’ta, sonra Trablus’ta, sonra da Haleb’de hâkimlik vazîfesinde bulundu. Daha sonra ise Şâmiyyet-ül-Berâniyye’de müderrislik yaptı. Sübkî der ki: “Kendisinin şöyle dediğini duydum: “İmâm-ı Nevevî bana; “Ey Kâdı Şemsüddîn! Senin Şam müderrisliğinde bulunman lâzımdır” dedi. Gerçekten de dediği gibi oldu.” Kâdılık vazîfesinden sonra Şâmiyye Medresesi müderrisliğinde bulundu.”
İbn-i Kesîr der ki: “Hocamız âlim ve dindar olup, günah işlememeğe çok dikkat eder, hiç gıybet etmezdi.”
İbn-i Râfi’de şöyle der: “Muhterem bir zât olup, sâlih kimselerle birlikte bulunmayı severdi. Fetvâ verdi ve ders okuttu. İbn-i Dakîk-ül-Iyd’in “Umde” şerhini iyi bilirdi. Âdil kadılardandı.” İslâmiyete son derece bağlı olup, iffet sahibi idi. Vera’da çok yüksek bir dereceye kavuşmuştu. Şeytan ondan kaçar, uzaklara giderdi. Şafiî mezhebi âlimlerinin büyüklerinden idi. Çok keskin, ateş parçası gibi bir zekâya sahib idi. “Ben Cum’â günü ölürüm” derdi. Gerçekten Şâmiyye Medresesi’nde müderris iken, Cum’a gecesi vefât etti. Kâsiyûn’a defnedildi, “Mukaddimet-üt-tefsîr” adında bir eseri vardır.
Sa’îd bin Zeyd (r.a.) yoluyla gelen şu hadîs-i şerîfi rivâyet etti: Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Kızılımtırak beyaz mantar, (Tîh sahralarında dolaşırlarken yahudilere verilen) kudret helvası (gibi Allahın külfetsiz ni’metleri) nev’inden bir rızıktır. Suyu da göz ağrısına şifâdır.” Bu hadîs-i şerîf, Buhârî, Müslim ve Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-9, sh. 307
2) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Esnevî) cild-2, sh. 512
3) Şezerât-üz-zeheb cild-6, sh. 144
4) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-3 sh. 399
5) Miftâh-üs-se’âde cild-2 sh. 113