Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Yûsuf bin İlyâs er-Rûmî el-Konevî’dir. Künyesi Ebû Abdullah olup, Şemseddîn lakabı ile tanınırdı. 715 veya 716 (m. 1316) senesinde Konya’da doğdu, önce memleketinde ilimle meşgûl oldu. Fıkıh, hadîs ve daha birçok ilimde pek mahir oldu.
Genç yaşında iken Dımeşk’a (Şam’a) gitti. Uzun zaman orada kaldı. Bütün insanlar kendisiyle ilgilenip, ondan ilim öğrenmeye çalıştılar. O ise sâdece ilim ve ibâdetle meşgûl olup, başka şeylerle ilgilinmedi. Kâdılık ve tedrisat işlerinde bir vazîfe kabûl etmedi, ibâdet, zühd, vera’ ve takvâ bakımlarından zamanındaki herkesten daha üstün oldu. Hilm (yumuşaklık) ve takvâdaki şöhreti, her yere yayıldı. Onun ricasını, arzusunu kimse reddetmez, geri çevirmez oldu. Zamanının emirleri, sultanları her arzusunu yerine getirirlerdi. Çok faydalı eserler hazırladı. Sultanlara emr-i ma’rûftan, nasihat etmekten asla geri durmazdı, İslâmiyetin yasak ettiği husûslarda, hiç çekinmeden nehyeder, bunları yapmamaları için çok gayret sarf ederdi. Ömrünün sonuna doğru hadîs ilmiyle meşgûl olmaya başladı.
Muhammed Konevî, süvarilik ve harp âletlerini yapmakla da çok meşgûl oldu. Saydâ ve Beyrut şehirleri arasında, sınırda nöbet tutmak niyetiyle çok gidip geldi. Beyrut’ta nöbet tutarken, düşmanla yapılan muharebeye bizzat katılmıştır. Deniz sahilinde bir kale inşâ ettirdi. Kâhire ve Kudüs’te de bir süre ikâmet etti. Sonra Dımeşk’a döndü. Şehrin biraz dışında bulunan Mizze’deki zaviyesine yerleşip, başka bir yere ayrılmadı. 788 (m. 1386) senesi Cemâzil-âhır ayının beşinde tâ’ûn (veba) salgınından vefât etti.
Muhammed Konevî hazretleri; âlim, fâzıl ve kâmil bir zât olup, aklî ve naklî ilimlerde, asrının âlimleri arasında çok yükselmişti. Fıkıh ve usûl-i fıkıh ilimlerinde pek mütehassıstı. O; Tâcüddîn İsmâil bin Halîl, Fahreddîn Osman bin Mustafâ Türkmânî, Sadrüddîn Süleymân bin Ebi’l-İzz, Mahmûd-i Harîrî gibi âlimlerden ilim tahsil edip, pek yükseldi.
İbn-i Habib diyor ki’ “O, ilim ve amel bakımından zamanının İmâmı, en büyük âlimi idi. Hâli, gidişatı ve âlimlik alâmetini taşıması bakımından da insanların en hayırlısı, iyisi oldu. Zühd ve takvâ sahiplerinin en önde geleni idi. İlminin çokluğunu ve anlayışının inceliğini gösteren kıymetli eserleri vardır. “Mecma’ul-bahreyn” adındaki eseri şerh etti. Zemahşerî’nin “Mufassal”ını kısalttı, “Dürer-ül-bihâr” adındaki eserine de, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin mezhebinin fıkıh bilgilerini ilâve etti. Kelâm ilmine dâir yazılan “Umdet-ün-Nesefî” adındaki eseri de şerh etti. Bundan başka eserleri de vardır.”
Başlıca eserleri şunlardır: 1- Şerhu Mecma’ul-bahreyn ve mültekan-nehrayn: Hanefî fıkhına dâir yazılmış olan 10 cildlîk kıymetli bir eserdir. 2- Şerhu telhîs-il-miftâh: Kazvînî’nin me’anî ve beyân ilimlerine dâir olan eserinin şerhidir. 3- Haşiyeti Şerh-i Müslim: İmâm-ı Nevevî’nin hadîs ilmine dâir olan eserinin şerhidir. 4- Muhtasar-ül-Mufassal: Zemahşerî’nin nahiv hakkındaki eserinin şerhidir. 5- Şerhu Umdet-il-akâid: Abdullah-i Nesefî’nin kelâm (akâid) ilmi hakkındaki eserinin şerhidir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-12, sh. 122
2) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-4, sh. 292, 295
3) Şezerât-üz-zeheb cild-6, sh. 305
4) El-Fevâid-ül-hehiyye sh. 202, 203
5) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 172