Hanefî mezhebi fıkıh ve tasavvuf âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Ebî Bekr bin Ebi’l-Alâ Muhammed es-Sencârî el-Kelâbâdî’dir. Künyesi Ebü’l-Alâ olup, Farâdî ve Sûfî diye de tanınırdı. 644 (m. 1246) senesinde Buhârâ’da doğdu. Fıkıh ilmini, doğum yerindeki âlimlerden öğrendi. Burada; Ebû Reşîd-i Gazâlî’nin talebelerinden Ebû Bekr bin Muhammed bin Ahmed et-Tûbenî, Ebü’l-Fadl Muhammed bin Ahmed bin Nasr el-Hârisî, Ebû Nasr Ahmed bin Muhammed bin Ebî Bekr el-Mu’asfer’den hadîs-i şerîf dinledi. Bağdad’da; Muhammed bin Ya’kûb bin Deniyye ve daha başkalarından, Musul’da; Muvaffak-ül-Lü’lüî Ahmed bin Yûsuf bin Hasen’den ve Merv’de, Ebyurd’da, Hevâmend’de, Serahs’ta, Dâmegân’da birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi. 684 (m. 1285) senesinde Dımeşk’a geldi. Burada; İbn-i Seyhan’dan, İbn-i Buhârî’den, İbn-i Mü’min’den, İbn-ül-Ammâd’dan, Zeyneb binti Mekkî’den hadîs-i şerîf dinledi. Sonra Mısır’a geldi. Burada da, Hatîb-ül-Müzze’den, Ebû Hayyân’dan, Kutb-ül-Halebî’den, Berzâlî’den, Zehebî’den, İbn-i Seyyid-in-Nâs’dan, İbn-ül-Mühendis’ten ve daha başka âlimlerden hadîs-i şerîf dinledi. 767 (m. 1366) senesi Ramazan ayında vefât etti.
Çok güzel yazı yazardı. Kendini ilme çok verdi. Her âlimden ilim öğrenmek istemesiyle meşhûr oldu. Büyük bir fıkıh âlimi olarak yetişti. Dindar ve hayır sahibi olup, bilhassa ferâiz bilgilerinde çok derinleşmişti. En ince ferâiz hesaplarını hemen çözerdi. Bunun için “Faradî” nisbetiyle tanınırdı. Ferâiz ilmine dâir yazılan meşhûr “Sirâciyye” kitabını şerh edip “Dav-üs-Sirâc” adını verdi. Onun, nezîh, temiz bir yaşayışı vardı. Vera’ ve takvâdan ayrılmazdı. Araştırıcı bir âlim olup, çok geniş bilgi sahibiydi. Âdâb-ı muaşerete çok dikkat eder, güzel konuşur ve ilim öğrenmeyi çok severdi.
Dimyatî, ondan “Mu’cem”inde hadîs-i şerîf rivâyet etti.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-4, sh. 342, 343