Hadîs, nahiv, târih ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlîmi, şâir. İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed bin Abdullah bin Muhammed bin Yahyâ’dır. Lakabı Fethüddîn olup, künyesi Ebü’l-Feth’dir. Aslen Endülüslü olup, İşbiliyye’dendir. 671 (m. 1272) yılında Kâhire’de doğdu. Ya’merî, Endülüsî ve Mısrî nisbetleri verildi 734 (m. 1334) yılında Kâhire’de vefât etti. Karâfe kabristanında İbn-i Ebî Cemre’nin yanına defnedildi.
Dededen toruna âlim bir ailenin ferdi olan Fethüddîn İbni Seyyîdinnâs, tahsiline babasından aldığı derslerle başladı. İbn-i Dakîk-ül-Iyd’in derslerine devam edip, icâzet aldı. Kutb-ül-Kastelânî, Gâzî Halâvî, İzz-ül-Harranî, İbn-ül-Haymî ve daha birçok âlimden hadîs-i şerîf ve hadîs-i şerîf ilimlerini öğrendi. İbn-i Nehhas’tan usûl-i fıkıh ilmini tahsîl etti. Fahr İbni Buhârî’yi gördü, İbn-i Asâkir ve İbn-i Mücâvîr’in derslerine devam etti. Taberzed ve Ebü’l-Yümn Kindî’nin talebelerinden istifâde etti. Hocalarından duyduklarını yazıp ezberledi. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvîleri ile birlikte ezberden bilirdi. Hangi hadîs-i şerîfin hangi râvilerden geldiğini, râvîlerin hayat ve hâllerini çok iyi bilirdi. Hadîs-i şerîflerin sıhhat durumu, sahîh olup olmadığı husûsundaki bilgisi, herkes tarafından takdîr edilirdi. Binden fazla âlimden ilim öğrendi. Naklettiği hadîs-i şerîflerde huccet, hadîs âlimleri arasındaki ihtilâflarda derin bilgi sahibi idi. Arabî bilgilerde derya gibi olup lisân ilminin her sahasına hakim idi. Belagatta, güzel konuşma ve hitâbette zamanının bir tanesi idi. Fıkıh ilminde de ilerleyip, Şafiî mezhebine göre fetvâ verdi. Zâhiriyye dâr-ül-hadîsinde ve Câmi-i Hardak’da hatîblik yaptı. Câmi-i Sâlih ve Mühezzibiyye’de hadîs-i şerîf ilimlerini öğretip, müderrislik yaptı. Gece-gündüz demeyip çalıştı. Allahü teâlânın dinini öğrenmek ve öğretmek için uğraştı. İlimde ve i’tikâdda güzel, din ve diyanette sebatlı, tevâzu sahibi, tatlı dilli ve güleryüzlü mübârek bir zât idi. Allahü teâlâ kullarına karşı son derece merhametli, son derece cömertti Hadîs-i şerîf dersi almak için gelen bir kimseyi çok sever, onun gelişine sevindiğini söylerdi. İnsanlara sık sık nasihatlerde bulunur, onlara, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet etmelerini söylerdi. Yazmış olduğu pek güzel şiirlerinde Resûlullah efendimizi (s.a.v.) över, O’nun üstün vasıflarını, O’na olan sevgi ve muhabbetini dile getirirdi. Onun bu şiirleri, dilden dile, gönülden gönüle yayıldı. Birçok insanın kalbindeki ve dilindeki Allah ve Resûlullah aşkı, onun şiirleriyle tezahür etti.
Birçok talebe yetiştirip, faydalı kitaplar yazan Fethüddîn İbni Seyyîdinnâs, güzel yazısıyla, nadide eserleri birçok defa yazdı. Çok defa Kur’ân-ı kerîmi baştan sona yazıp, okunması için müslümanlara hediye etti. Kendi te’lîf ettiği eserler de çoktur. Bunlardan ba’zıları şunlardır. “Uyûn-ül-eser fî fünûn-il-Megâzî, “Şemail”, “Siyer-ül-kübrâ”, Şerh-ut-Tirmizî” (iki cild hâlinde olup, eksiktir.), “Nûr-ül-Uyûn”, (Siyer kitabının özetidir), “Ed-Dürr-un-nesîr”, “Büşr-el-lebîb bi-zikr-il-habîb” ve “Elmakâmât-il-âliyye fil-kerâmât-il-celiyye”.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-11, sh. 269
2) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-4, sh. 208
3) El-Bidâye ven-nihâye cild-14, sh. 169
4) Tezkiret-ül-huffâz cild-4, sh. 1503
5) Şezerât-üz-zeheb cild-6, sh. 108
6) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-2, sh. 510
7) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Esnevî) cild-9, sh. 268
8) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 358