Şafiî mezhebi fıkıh Âlimlerinin büyüklerinden. Müftî, kadı ve hatîb. İsmi, Abdüllatîf bin Muhammed bin Hüseyn bin Rezîn bin Mûsâ bin Îsâ el-Hamevî el-Mısrî el-Amirî olup, künyesi Ebü’l-Berekât’dır. Lakabı Bedrüddîn ve Takıyyüddîn olup, İbn-i Rezîn diye meşhûr olmuştur. Aslen Hamalı olan İbn-i Rezîn (r.a.), 649 (m. 1251) senesinde Şam’da doğdu. 710 (m. 1310)’da Cemâzil-âhır ayının 18’inde, diğer bir rivâyette 22’sinde, Mısır’da Kâhire’de vefât etti.
Küçük yaşta babasının yanında ilim tahsiline başlayan İbn-i Rezîn (r.a.), bundan sonra ilim öğrenmek maksadıyla, Mısır, Şam ve başka yerlere gitti. Osman İbni Hatîb-il-Karâfe, Abdullah bin el-Huşû’î ve başka âlimlerin sohbetlerinde bulunup onlardan ilim öğrendi. Bilhassa tefsîr, fıkıh, hadîs, usûl ve fürû’ ilimlerinde ve diğer ilimlerde çok yükseldi. İlim öğrenmekteki aşk ve gayreti, edebi, aklı, fehmi (anlayışı), zekâsı pek fazla olduğundan, ilimde çabuk yükseldi. İlim tahsilini tamamlayıp memleketine döndüğünde, daha henüz yirmi yaşında idi. Zamanında bulunan Şafiî mezhebi âlimlerinden oldu. Bu sırada babası kadı idi. Babasından sonra onun yerine geçti. Kâdı oldu ve fetvâ makamına geldi. Müftî olup, insanlara fetvâ vermeye başladı. Kadıaskerlik makamında da bulundu. Bunlar hep, genç yaşta ve daha babasının sağlığında oluyordu. Câmi’ul-Ezher’de hatîblik, Zâhiriyye, Seyfiyye ve Eşrefiyye medreselerinde müderrislik (öğretim üyeliği) yaptı. Kadıaskerlikte otuz seneden fazla bulundu. Kerâmetler, faziletler sahibi, sözleri kalblere te’sîr eden çok yüksek bir zât idi. Halkdan başka âlimlerden, fazilet sahibi zâtlardan birçoğu sohbetinde bulunmak üzere toplanırlardı, İbn-i Rezîn’in sohbetinde, başka zâtların sohbetlerinde olmayan bir kalabalık olurdu. Sohbetine gelenler, birbirlerine bu zâtın üstünlüklerini, kerâmetlerini anlatırlardı. Bu zâtın sohbeti bereketi ile, sohbette bulunanlardan hep faziletler, güzel hâller sâdır olurdu. Çeşitli ilimlerde ihtisas (araştırma, inceleme, o ilimde derinleşmek üzere çalışma) yapanlar onun sohbetine koşardı. Çünkü onun sohbetlerinde başka âlimler de bulunurdu. Takıyyüddîn Ali bin Abdülkâfi es-Sübkî Kutbüddîn es-Sünbâtî, Tâcüddîn Tuveyr-ül-leyl ve başka âlimler bunlardandır.
İbn-i Kesîr diyor ki “İbn-i Rezîn (r.a.), zamanında bulunan fıkıh âlimlerinin gözdesi, önde gelenlerin büyüğü, fazîlet sahipleri içinde bir tane idi. Bilhassa hadîs ilminde çok yüksekti. Hadîs, tefsîr, fıkıh ve fıkıh usûlü ilimlerinde çok ders aldı. Âlimlerin sohbetlerinde bulunmaya, onların derslerini dinlemeğe ve onlardan rivâyetlerde bulunmağa çok ehemmiyet verirdi. Kendisinden çok kimse istifâde etmiştir. Vefât ettiğinde, Kâhire’de kadı idi.”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-10, sh. 97
2) Tabakât-eş-Şâfiiyye (Esnevî) cild-1, sh. 596
3) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 418
4) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-2, sh. 409
5) Şezerât-üz-zeheb cild-6, sh. 26
6) El-A’lâm cild-4, sh. 60