İBN-İ BELBÂN (Ali bin Muhammed)

Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ali bin Belbân bin Abdullah el-Fârisî el-Mısrî, lakabı Alâüddîn ve künyesi Ebü’l-Hasen’dir. 675 (m. 1276) senesinde doğdu. 739 (m. 1339) senesinde Şevval ayının 7. günü Kâhire’de vefât etti. Hanefî mezhebi âlimlerinden olan İbn-i Belbân, ilim tahsiline küçük yaşta başladı. Dimyatî, Muhammed bin Ali bin Sa’d, Behâüddîn İbni Asâkir, Alâüddîn-i Konevî, Ebü’l-Abbâs es-Serûcî, Fahrüddîn İbni Türkmânî, Ebû Hayyân en-Nahvî ve daha birçok âlimden ilim öğrendi. Fıkıh, tefsîr, usûl, hadîs, nahiv, nazm (şiir) ve daha birçok ilimde yükseldi. Fetvâ makamına geldi. Talebelerine, ders verirdi.

İmâm-ı Zehebî diyor ki: “İbn-i Belbân (r.a.), anlayışı kuvvetli, müzâkeresi güzel bir zât idi. Şekil ve şemail bakımından da yakışıklı ve devamlı güleryüzlü bir zât idi. Herkese iyilik etmeye çalışır, hiç kimseyi üzmezdi. İnsanlık icâbı birisi hatâ yapıp kendisini üzse ve sıkıntı verse, onları affedip iyilikle mukâbelede bulunurdu. Fakat Allahü teâlâya karşı gelenlere, dîn-i İslama düşmanlık edenlere karşı gayet şiddetli ve celalli idi. Din gayreti denilen bu sıfat kendisinde çok açık bir şekilde görülürdü. İslamiyetin kıymet verdiği, üstün tuttuğu mukaddes değerlere saldırılmasına, onların kötülenmesine, din düşmanları tarafından tahkir edilmesine tahammül edemezdi. Kendisini sevenlere de, din düşmanlarına karşı böyle olunmasını tavsiye ederdi. Her hâli İslâmiyete uygun idi. İslâmiyetin ahkâmına uyarak günah işlemediği gibi, yine onun bir emri olduğu için kanunlara da karşı gelmez, böylece suç da işlemezdi. Bu hâlleri ile herkes tarafından pek sevilir, hürmet edilir ve sözleri, dinleyenlere te’sîrli olurdu. Birkaç kişi arasında bir gerginlik, anlaşmazlık meydana gelse, ilmi ve sükûnu ve doğru sözlü bilinmesiyle bu anlaşmazlığı hâlleder, sulhu ve sükûneti te’min ederdi. Türk idi. Ağırbaşlı ve heybetli bir zât idi. Yazmış olduğu kıymetli kitaplardan ba’zılarının isimleri şunlardır: El-İhsân fî takrîb-i İbn-i Hibbân, Tuhfet-ül-harîs fî şerh-ıt-telhîs, Tuhfet-üs-sadîk fî fedâil-i Ebî Bekr-i Sıddîk, Telhîs-ül-İmâm fî ehâdîs-il-ahkâm, Sîret-ün-Nebi (s.a.v.), el-Mekâsid-üs-seniyye fil-ehâdîs-il-İlâhiyye, el-Ehâdîs-ül-avâlî, Muhtasar.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-3, sh. 32

2) Bugyet-ül-vuât cild-2, sh. 152

3) Hüsn-ül-muhâdara cild-1, sh. 468

4) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 48

5) El-A’lâm cild-4, sh. 267

6) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 718

7) İzâh-ül-meknûn cild-1, sh. 33

8) Fevâid-ül-behiyye sh. 118

9) Keşf-üz-zünûn sh. 158, 486, 1075, 1832