Hâce Nizâmüddîn-i Evliyâ’nın sohbetlerinde yetişen evliyâdan. Fahrüddîn bin Şeyh-ül-İslâm Mu’înüddîn Sencerî’nin oğludur. Allahü teâlâya olan muhabbet ateşinin kendisini yaktığı bir zât idi. Bunun için kendisine Suhte denilmiştir. Suhte, yanmış demektir.
Hayâta hakkında ma’lûmât bulunamıyan Hüsâmeddîn Suhte, sekizinci asrın başlarında vefât etmiş olup, Ecmir yolu üzerinde bulunan Sencer kasabasında medfûndur.
Hüsâmeddîn Suhte’nin babası Mu’înüddîn, yaşı ilerlemiş olduğu hâlde evlenmemişti Bir gece rü’yâsında Peygamber efendimiz kendisine; “Mu’înüddîn! Sen benim yolumun mu’îni ya’nî yardım edicisisin. Fakat sünnetlerimden birini (evlenmek sünnetimi) şu âna kadar yerine getirmedin” buyurdu. Rü’yâdaki bu işâret üzerine hemen uygun birisi ile evlendi.
Seyyid Veciheddîn Meşhedî, Hâce Mu’înüddîn Hasen Sencerî’nin talebelerinden idi. Bu seyyid zâtın, Ismet hanım isminde, haya ve iffet sahibi, sâliha bir kerîmesi vardı. Seyyid Veciheddîn rü’yâsında İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık hazretlerini gördü. İmâm hazretleri buna; “Oğlum Veciheddîn, Resûlullahın (s.a.v.) işâreti şudur ki, bu kızını Hâce Mu’înüddîn Hasen Sencerî’ye nikâh edesin” buyurdu. O da gelip durumu Hâce’ye arzedince; “Baba Veciheddîn, benim yaşım ilerledi ömrümün sonuna geldim. Ama madem ki Resûlullah efendimizin emridir, ne yapayım, kabûl ediyorum” dedi. Böylece iki hanımı oldu. Bunlardan çocukları olup, üç erkek evlâdı oldu. Bunlar, Ebû Sa’îd, Fahreddîn ve Hüsameddîn’dir. Burada hâl tercümesi verilen Hâce Hüsâmeddîn hazretleri, işte bu seyyide olan ikinci hanımından doğdu. Birinci hanımından olduğu da rivâyet edilmiştir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Ahbâr-ül-ahyâr sh. 120