ALİ BİN DÂVÛD EL-KAHFÂZÎ (Ez-Zübeyrî)

Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ali bin Davûd bin Yahya bin Kâmil bin Yahya bin Cebbâre bin Abdülmelik bin Mûsâ bin Cebbâre bin Muhammed bin Zekeriyyâ bin Küleyh bin Cemil bin Abdullah bin Mue'ab ibni Sabit bin Abdullah bin Zübeyr bin Avvâm'dır (r.anhüm). Lakabı Necmüddîn olup, künyesi Ebü’l-Hasendir. Kuraşî, Esedî, Kahfâz”i, Dımeşkî nisbetiyle tanınırdı. Nesebi Eshâb-ı kiramdan Zübeyr bin Avvâm hazretlerine kadar dayanmaktadır. 668 (m. 1269) senesi Cemâzil-evyel ayında doğdu. Yüksek ve fazilet sahibi bir âlim olan babası, "Kadı İmâdüddin" lakabı ile meşhur olup, 684 (m. 1285) senesinde vefât etmiştir.

Babasından ve daha birçok âlimden ilim tahsil etti. Fıkıh, usûl, nahiv, edebiyat ve daha başka ilimlerde de mütehassıs bir âlim olarak yetişti. Fetva verir ve ders okuturdu. Özellikle Arab dili ve edebiyatında Şam'da zamanının âlimlerinin en büyüğü idi. Nahiv ilmini Alâ bin Mutrizl'den, fikıh ilmini Şemseddîn-i Harîrî'den, usûl ilmini Bedr bin Cemâa'dan, Arab edebiyatını Mecd-i Tûnusî'den okuyup öğrendi. Necm-üş-Şekrâvî'den ve Burhan bin Derd'den hadîs-i şerif dinledi. 745 (m. 1344) senesi Receb ayının ondördüncü günü vefât etti.

İbn-i Hacer-i Askalânî diyor ki; "O, İbn-i Derd'den çok sayıda hadis cüzleri dinledi. Ayrıca Muvatta’ ve başka hadîs kitaplarını da dinlemişti. Kendisi hadîs-i şerîf rivâyet etmedi. Kur'ân-ı kerîmin bütün kıraat rivâyetlerini okuyup öğrendi. Fıkıh ilmini Şeyh Celâleddin el-Habbâzî ve Kadı Sadrüddîn'den, Arabî ilimleri Şeyh Şerefüddîn el-Fezârî'den öğrendi. Bedreddîn İbni Nehviyye'den "Davül-misbâh" ve onun şerhi olan "Esfâr-üs-sabâh" adındaki eserleri okudu. Edebiyatla çok meşgul olup, aruzda pek mâhir oldu. Derslerinde, fazilet sahiplerinin nâdir haberlerinden bahsederdi. O, 719 (m. 1319) senesinde Rükniyye Medresesi'ne müderris olarak ta’yin edildi. Bir müddet sonra ayrıldı. 722 (m. 1322) senesinde Zâhiriyye Medresesi’ne ta’yin edildi O, Arab edebiyatında Şam’daki meşhûr âlimlerin sonuncularından idi. Berzâlî onun nazımlarından çok şeyler yazdı.”

Zehebî diyor ki: “O, zamanının en zekî kimselerinden idi. Dinine çok bağlı, vera’ ve takvâ sahibi bir zât olup, Arabî ilimlerde çok talebe yetiştirdi.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-3, sh. 47

2) Şezerât-üz-zeheb cild-7, sh. 143

3) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 90

4) El-Fevâid-ül-behiyye (Lüknevî) sh. 121