Fıkıh âlimlerinden. Künyesi Ebü’l-Ferec’dir. 715 (m. 1315) senesinde doğdu. 799 (m. 1396)’da Mısır’da vefât etti. Ed-Debbûsî’den, el-Vânî’den, İbn-i Seyyid-ün-Nâs’dan ve diğer âlimlerden hadîs-i şerîf dinledi. İbn-i Şîrâzî, Kâsım bin Asâkir ve Hicâr’dan ve diğer âlimlerden icâzet aldı. Fıkıh ilmini es-Sübkî’den ve zamanının diğer âlimlerinden öğrendi. Dikkatli, hoşsohbet, âbid ve kanaatkar bir âlim idi. Bir müddet kumaş satarak ticâret yaptı. Sonra bu işi bıraktı. İbn-i Hacer Askalânî hazretleri şöyle demiştir: “Babam ile onun arasında dostluk vardı, sohbet ederlerdi. Babamın vefâtından sonra da bizi ziyârete gelirdi. O sırada ben henüz küçük idim. Sonra hadîs dersleri almak üzere onunla beraber oldum. Bana yakın alâka gösterdi. Rivâyetlerini ondan okuyuncaya kadar benimle ilgilenip, sabır tavsiye etti. Sahîh-i Müslim üzerine Ebû Nuaym’ın Mustahrec’ini rivâyet husûsunda meşhûrdur. Bunların hepsini ondan okudum. Ondan işitmiş olduğum çok hadîs-i şerîf rivâyet ettim. Bana, bizim şeyhimiz, üstadımız Irâkî’dir derdi.”
Ticâret yaptığı sırada, bir kimse ona ikiyüz dînâr emânet etmişti. O da alıp muhafaza için kasasına koymuştu. Hırsızlar dükkânını soyup, kasayı çaldılar. Altı ay sonra rü’yâsında, sana emânet edilen para dükkânına bırakılmıştır, denildi. Gidip, para kesesini dükkânının içinde toprağa gömülü buldu. Alıp sahibine verdi. Sahibi ona hediye etti, fakat kabûl etmedi. Ömrünün son günlerinde hac yapıp bir müddet Mekke’de kaldı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-2, sh. 324
2) Şezerât-üz-zeheb cild-6, sh. 359