ŞEMS-ÜL-EİMME KERDERÎ (Muhammed bin Abdüssettâr İmâdî)

Hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi.. Künyesi Ebü’l-Vahde olup ismi, Muhammed bin Abdüssettâr bin Muhammed’dir. 559 (m. 1164) yılında Harezm’deki Cürcân eyâletinin Kerder beldesinde doğdu. Köyüne nisbetle Kerderî, hocası Kâdı İmâdüddîn Ömer Zerencerî’ye nisbetle de İmâdî denildi. Şemseddîn ve Şems-ül-eimme lakabları verildi. 642 (m. 1244) yılında Buhârâ’da vefât etti. Bundan başka iki Kerderî daha vardır. Biri 562 (m. 1166) yılında Haleb’de vefât eden, “Tecrîd”, “Câmi-üs-sagîr”, “Câmi-ül-kebîr” adlı eserlere şerhler yazan “Hayret-ül-fukahâ” sahibi Şems-ül-eimme Abdülgafûr bin Lokman Ebü’l-Mefâhir Kerderî’dir. Öbürü ise, 827 (m. 1423) senesinde vefât eden, “Bezzâziyye” fetvâ kitabı ve “Menâkıb-ı İmâm-ı Ebî Hanîfe” adlı eserleri ile meşhûr olan İbn-i Bezzâz Muhammed bin Muhammed Kerderî’dir. Her ikisi de Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir.

Şems-ül-eimme Ebü’l-Vahde Muhammed Kerderî’nin ilimdeki üstünlüğünü göstermek için, ders aldığı hocalarının ismini söylemek kâfi gelir. O, zamanın Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinin İmâmlarından ders almıştır. İlim öğrendiği hocalar arasında, “Hidâye” sahibi Şeyh-ül-İslâm Burhâneddîn Ali Mergınânî, “Şir’at-ül-İslâm” kitabının yazarı İmâmzâde Bedrüddîn Semerkandî, Şeyh-ül-İslâm Ebû Abdullah Nâsıruddîn Muhammed bin Süleymân Ûşî, Allâme Bedrüddîn Abd bin Abdülkerîm Versekî, Şerefüddîn Ebû Muhammed Ömer bin Muhammed bin Ömer Ukaylî, Kâdı İmâdüddîn Ebi’l-Alâ Ömer bin Muhammed Zerencerî, Zeynüddîn Attâbî, Nûreddîn Ebû Muhammed Ahmed bin Muhammed Sâbûnî, Fahrüddîn Hasen bin Mensûr Kâdı Hân ve daha birçok âlim vardır. Allahü teâlânın sâlih kullarının kitaplarında, hafıza ve kalblerinde asırlardır muhafaza edilen ilmi, sâlih amel işlemek ve Allahü teâlânın kullarına öğretmek için, âlimlerin önlerine diz çöküp öğrendi. Durup dinlenmeksizin çalıştı. Niyetinin Allahü teâlânın rızâsını kazanmaktan başka birşey olmamasına gayret etti. Dünyâ malına hiç değer vermedi. Hep âhıretini kazanmak için çalıştı. Merhametinin çokluğundan dolayı, Allahü teâlânın kullarını da Cehennem ateşinden kurtarmak için gayret etti. Vaktini ilim öğrenmek, ilim öğretmek ve ibâdet etmekle geçirdi. Fıkıh ve usûl ilimlerinde zamanının güneşi oldu. Ebû Zeyd Debbûsî’den sonra Buhârâ’da yetişen en büyük âlim olduğunda ulemânın ittifâk ettiği Ebü’l-Vahde Kerderî, cömertlikte, insanlara merhamette, çok ibâdet etmekte, dünyâya ehemmiyet vermemekte, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet etmekte, Resûlullahın (s.a.v.) sünnetine yapışmakta ve güzel ahlâkta zamanının en önde gelenlerindendi.

Bildiklerini öğretmek ve emr-i ma’rûfta bulunmak için sık sık insanlara nasihat eder, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına tâbi olmayanların Cehennem ateşinden kurtulamayacaklarını bildirirdi.

Pekçok talebe yetiştirdi. Hamîdüddîn Darirî, Muhammed bin Nasr Buhârî, Muhammed bin İlyâs Mâbergî, Hâfızüddîn Ebü’l-Berekât Nesefî, Ebü’l-Muzaffer Zâhirüddîn Muhammed Buhârî, Ebü’l-Fadl Şerefüddîn Kaşanî, kızkardeşinin oğlu Hâherzâde Bedrüddîn Muhammed bin Mahmûd Kerderî ve daha birçok âlim onun ilminden istifâde etti. Onlar da hocalarından öğrendikleri ilmi Allahü teâlânın rızâsı için yaymağa gayret ettiler.

Pekçok kıymetli eserin de müellifi olan Ebü’l-Vahde Muhammed Kerderî’nin eserlerinden ba’zıları şunlardır: “El-Hakk-ül-mübîn fî def-i Şu’behât-il-mübettılîn ve es-Seyf-ül-meslûl fir-redd-i alâ sâhib-il-methûl” ve “Ed-Dürret-ül-münîfiyye fî intisâr il-İmâm-il-a’zam Ebî Hanîfe”.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Tabakât-ül-fukahâ (Taşköprü-zâde) sh. 107

2) Fevâid-ül-behiyye sh. 176

3) Mu’cem-ül-müellifîn cild-10, sh. 167