Hadîs, târih, tasavvuf ve fıkıh âlimi, muhtesib. Künyesi Ebû Ali olup ismi, Hasen bin Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Amrûk’tur. 574 (m. 1178) yılında Şam’da doğdu. Resûlullahın (s.a.v.) halifesi Hazreti Ebû Bekr-i Sıddîk’in (r.a.) soyundan olduğu için Kuraşî, Temimî ve Bekrî, babası Nişâbûr’dan Şam’a geldiği için Nişâbûrî ve doğum yerinden dolayı Dımeşkî nisbet edildi, İslâmiyete olan hizmetlerinden dolayı Sadreddîn lakabı verildi. Ömrünün sonuna doğru Mısır’a gitti. 656 (m. 1258) yılında orada vefât etti.
Şam’da temel din bilgilerini ve âlet (yardımcı) ilimleri öğrenen Sadreddîn Bekrî, Mekke’de bulunan anne tarafından dedesi Ebû Hafs Meyânişî’den ilim öğrendi. Şam’da; İbn-i Taberzed’den, Nişâbûr’da; Müeyyed bin Muhammed ve annesi Ümm-i Müeyyed Zeyneb Şa’riyye’den, Herat’ta; Ebû Rûh Abdülazîz bin Muhammed’den, Merv’de; Ebü’l-Muzaffer ibhi Sem’ânî’den, İsfahan’da; Ebü’l-Fütûh Muhammed İbni Cüneyd, Ayn-üş-Şems Sekafiyye ve Hafsa binti Hamkâ’dan, Bağdad’da; Abdülazîz bin Ahtâr’dan ilim öğrendi. Mısır, Musul, Hemedân, Erbîl gibi birçok şehri dolaştı. Çok sayıda âlimin ilminden istifâde etti. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvîleriyle birlikte ezberledi. Şam’a döndü. Orada devlet işleriyle uğraştı. Vazifesi insanlara emr-i ma’rûf yapıp Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmek olan hisbe teşkilâtının başına geçti. Zulüm görenlerin mahkemelerine bakan “Dîvân-ı mezâlim”i yeniden düzenledi. Değişik memleketlere elçi olarak gönderildi. Daha sonra yalnız ilimle uğraştı. Ömrünün sonuna doğru felç oldu. Vakitlerini ilim öğrenmek ve öğretmek için harcayan Sadreddîn Bekrî, ömrü boyunca Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için çalıştı. O’nun rızâsı için Allahü teâlânın kullarına emr-i ma’rûfta bulundu. Onlara doğru yolu göstermeye çalıştı. Güzel ahlâkı, hoş sözü, dünyâ malına ehemmiyet vermemesi ile insanlara örnek oldu. Çok ibâdet eder, gündüzlerin çoğunu oruçla geçirirdi. Birçok talebe yetiştirdi.
Takıyyüddîn İbni Salâh, Dimyâtî, İmâd bin Bâlisî, Bedr bin Tevzî, Ebü’l-Feth Kuraşi, Ebû Abdullah İbni Zerrâd, Tâceddîn Ahmed bin Müzeyyen, Ez-Zeyn Ebû Bekr Mervî ve daha birçok âlim onun talebeleri arasındaydı.
Pekçok kıymetli eserin de müellifi olan Sadreddîn Bekrî, İbn-i Asâkir’in “Târih-i Dımeşk”ine zeyl yazdı. “Men kezibe aleyye” hadîs-i şerîfinin râvîleri ve rivâyet yollarına dâir “Turûk-u Men kezibe aleyye”, seyahat etmiş olduğu kırk beldenin husûsiyyetleri, âlim ve ulemâsı, âbid ve sülehâsı ile ilgili “Erba’în-el-büldân” adlı kitaplar, eserlerinden ba’zılarıdır.
Rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte, Resûlullah (s.a.v.); “Şâirler arasında en doğru söz (Lebîd’in) “İyi biliniz ki, Allahtan başka herşey bâtıldır, devamsızdır. Şüphesiz her ni’met de zevale mahkûmdur” sözüdür” buyurdu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Tezkiret-ül-huffâz cild-4, sh. 1444
2) Tabakât-ül-huffâz sh. 503
3) Şezerât-üz-zeheb cild-5, sh. 274
4) El-A’lâm cild-2, sh. 215
5) Mu’cem-ül-müellifîn cild-3, sh. 289